|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Aktif taşıma

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
serezo
Yönetici
Yönetici
serezo


Ruh Hali : Aktif taşıma Defaul10
Mesaj Sayısı : 952
Rep Puanı : 13131
Teşekkür Aldı : 0
Kayıt tarihi : 29/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli/Gebze
İş/Hobiler İş/Hobiler : MEsaj atmak :D
Lakap Lakap : Sezo

Aktif taşıma Empty
MesajKonu: Aktif taşıma   Aktif taşıma EmptySalı Kas. 24, 2009 10:19 am

Aktif taşıma
Hücreler canlı organizmalardır. Canlılıklarını sürdürebilmek için
çeşitli maddelere ihtiyaç duyarlar. Bu maddeleri çevrelerinden alıp
kullanırlar. Kullanım sırasında oluşan atık maddeleri de hücreden
dışarıya atarlar. Tüm hücrelerde hücreyi çepeçevre saran Akışkan-Mozaik
Zar yapısındaki hücre duvarı bulunur. Bu zar canlı bir yapı olduğu için
seçici geçirgendir ve ancak belirli maddelerin geçişine izin verir.
Küçük moleküller hücre zarındaki porlardan geçerken enerji harcanmaz.
Çünkü moleküller kendiliğinden geçer. Ancak büyük moleküllerin hücreye
alınması ve atılması sırasında ATP enerjisi harcanır.
Eğer moleküllerin hücreye alınması sırasında enerji harcanmıyorsa buna
Pasif taşıma, enerji harcanıyor ve kofullar kullanılıyorsa Aktif Taşıma
adını alır.
Aktif taşıma, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama, büyük moleküllerin
geçişi sırasında enerji harcanması olayına verilen isimdir. Hücre
zarının üzerindeki porlardan geçemeyecek büyüklükteki moleküller
enzimler yardımıyla alınır.
Aktif Taşıma 2 çeşittir.
• Büyük moleküllerin hücre içine alınmasını sağlayan Endositoz
• Hücre içerisindeki büyük moleküllerin atılmasını sağlayan Ekzositoz
Endositoz
Endositoz, hücre zarından difüzyonla veya aktif taşımayla geçemeyecek
büyüklükteki moleküllerin hücre içine alınış yöntemidir. Madde hücreye
alınırken aktif taşımada olduğu gibi enerji harcanır. İki çeşit
endositozdan bahsetmek mümkündür:
1.Fagositoz: Katı moleküllerin alınması.Bu olay sırasında alıncak
molekül hücre zarına temas ettiğinde ilk olarak yalancı ayaklarla
(pseudopodia) etrafı sarılır.
2.Pinositoz: Sıvı veya sıvıda çözülmüş moleküllerin alınması. Sıvı
maddeler yalancı ayaklarla sarılamadığı için bu yöntemle hücre içine
alınmaz. Bunun yerine hücre zarında minik cepler oluşturularak alınır.
Hormonların hücre içine alınmasında da bu yöntem büyük ölçüde
kullanılır.
Bitki hücrelerinde çeperin hareketi engellemesi sonucu endositoz yapılamaz.
Fagositoz
Fagositoz sözlük manasıyla ¨Hücre yemesi¨demektir. (Eski Yunanca Phago-
yemek (fiil), sito hücre demektir.) Hayvansal hücrelerin, katı besin
maddelerini, vezikül oluşturacak biçimde, sitoplazmalarına almaları.
Fagositoz hayvansal hücrelerin kendilerine gerekli maddeleri
almalarında en önemli yollardan birisidir.
Örneğin, alkol kullanan birisi alkolü almadan önce biraz zeytin yağı
içerse daha geç sarhoş olur çünkü zeytinyağı büyük moleküllü olduğu
için ve zeytinyağını önce aldığımız için hücreye ilk ulaşan
zeytinyağıdır bunun sonucundada onun hücreden geçmesi zor olduğundan
alkolde geçemez ve kişi daha geç sarhoş olur.
1-Büyük parçacıkların (besinlerin veya yok edilecek olan yabancı
maddelerin), yalancı ayaklar yardımıyla hücre içerisine alınması.
2-Bir maddenin hücre içine alınması işlemidir. Sırasıyla;hücreye
tutunma, hücre içine alınma, fagozom oluşumu ve sindirim kademelerinden
oluşur.
3-Hücre zarından geçemeyen büyük katı moleküllerin yalancı ayaklarla hücre içine alınmasıdır.
Pinositoz
Pinositoz (Eski Yunanca pino içmek, sito hücre demektir.) hayvansal
hücrelerin sıvı haldeki maddeleri, vezikül oluşturarak,
sitoplazmalarına almalarına verilen isim. Hücre zarının içeri doğru
çökmesi ile oluşan küçük cepler, daha sonra zarın kapanması ile içi
sıvı dolu pinositotik vakuollere dönüşür. Bu yolla hücre iyonları ve
küçük molekülleri sıvı ile birlikte bünyesine alır.
Ekzositoz
Ekzositoz, Endositoz ile birlikte Aktif taşımayı oluşturur. Hücre
içindeki büyük moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlayan taşıma
şeklidir. Hücre içindeki moleküllerin sindirlemeyen atıkları, koful
içinde hücre zarına getirilip, koful zarı ve hücre zarının birleşmesi
yoluyla atılır. Koful zarı, birleşim yerinden açılarak atık maddeleri
dışarı atar. Enerji harcanması, kofulların kullanılması ve enzimlerin
kullanılması nedeniyle aktif taşımaya dahil edilir.
Diyaliz
Böbrekler insanlarda genellikle iki adet olup arkada bel omurlarının
yanında her iki taraftadır.Boyu yaklaşık 12 cm,eni 6cm,
kalınlığı3cm,ağırlığı 150gr civarındadır.Böbreğin temel görevi idrar
oluşturmaktadır.
Böbrek kalp tarafından pompalanan kanı alarak glomerüllerden geçirir ve
idrar oluşturur. Böbrek idrar yapımı, sayesinde; alınan gıdaların
sindirilmesi sırasında açığa çıkan zehirli maddelerin ve fazla suyun
uzaklaştırmasını sağlar.Böbrekler ayrıca renin hormonu sayesinde kan
basıncının kontrolünde, eritropoetin hormonu sayesinde kan hücrelerinin
üretiminde ve kalsiyum fosfor dengesini düzenleyerek kemik
metabolizmasında etkilidir. Böbrek fonksiyonlarının % 80 - 90'nı
kaybetmiş olan hastalarda diyaliz tedavisine başlanmalıdır

Diyaliz Tedavisi İki Şekilde Uygulanır.

Hemodiyaliz: Hasta kanının damardan alınarak özel makineler
kullanılarak temizlenip tekrar hastaya verilmesi sistemidir. Hastanın
ihtiyacına göre bir veya üç defa uygulanır.
Periton Diyalizi: Hastanın karın boşluğuna verilen sıvıya atık
maddelerin geçmesi ve daha sonra bu sıvının boşaltılması esasına
dayanır. Bu işlem için makineye ihtiyaç yoktur.

Diyaliz Tedavisi Gereken Hastalar
- Böbrek fonksiyonlarının % 80 - 90'nı kaybetmiş hastalarda
- Böbrek yetmezliğine bağlı tedavisi önlenemeyen kusma,
- Tedaviye cevapsız sıvı fazlalığı
- Böbrek yetmezliğine bağlı kanama eğilimi,
- Böbrek yetmezliğine bağlı bilinç bulanağı
- Böbrek yetmezliğine bağlı perikardit
Hemodiyaliz uygulamadan önce bir hazırlık aşaması vardır. Hasta kanını
alıp makineye vermek için büyük bir damar yolu gereklidir. Bu amaçla
hastanın atardamarı ve toplardamarı cerrahi olarak birleştirilir. Buna
Arterio-Venöz Fistül denir. Ancak acil şartlarda diyaliz uygulanacaksa
damar içi kateterizasyon uygulanır
Böbrek Yetmezliğinde Belirtiler
Böbrek yetmezliğinde yakınmalar genellikle böbrek fonksiyonun % 80 - 90 nı kaybettiğinde ortaya çıkar.

İdrar Miktarı, Sıklığı Miktarı ve Görünümü:
Sağlıklı insanlarda günlük 0,5 lt. idrar yeterlidir. Ancak su
tüketimine bağlı olarak 1,5lt ile 2,5 lt arasında değişebilir. Su
tüketimi artıkça idrar miktarı ve idrar çıkma sayısı artar. Gece
uyurken nadiren idrara çıkılır. Yine sıvı alınımına bağlı olarak
değişebilir. Ancak daha önce olmadığı halde aniden fazla idrara çıkma,
gece idrara çıkma başladıysa böbreğin idrarı yoğunlaşmasından bir sorun
olabilir. İdrarın renginde vücuduna alınan sıvı miktarına bağlı olarak
açıklaşır veya koyulaşır.
İdrarda kan görülmesi böbrek hastalığına işaret eder.Sık idrara çıkma ve ağrı beraberse idrar yolunda iltihap düşünülür.

- Vücutta şişlik
Ödemin varlığı böbrek hastalığını işareti olabilir. Ödemin önce göz etrafında başlar.
Yüzde , karın bölgesi bacaklar ve uyluk bölgesinde gözlenebilir.
- Ağrı
Böğür ağrısı karın yada kasık ağrısı olması idrar yolu iltihabına veya böbrek taşına işaret edebilir.
- Diğer
Halsizlik, bulantı, kusma, kilo kaybı, nefes darlığı, kaşıntı

Böbrek Yetmezliğinde Tanı
- İdrar testi: Kan, protein, şeker tespit edilebilir.
- İdrar kültürü : İdrar yolu iltihabının tespitinde önemlidir.
24 saatlik idrarda protein kaybı tespit edilebilir.
Kan testleri : Üre, kreatinin, sodyum, potasyum, kalsiyum fosfor düzeyleri tanı açısından önemlidir.
USG(Ultrasaund): Böbrekler, idrar yolları, idrar torbası görüntülenebilir.
IVP(intra-venöz pyelografi) : Damardan boyalı ilaç verilerek böbrek, idrar yollarının görüntülemesi sağlanır.
Böbrek Biyopsisi : Böbrekten parça alınarak incelemesi esasına dayalı.

Böbrek Yetmezliğine Tedavi
- Böbrek yetmezliğinde kansızlık tedavisi: Böbrek yetmezliğinde
kansızlığın en önemli nedeni, böbreklerden salgılanan ve kan yapımını
sağlayan eritropoetin denilen hormonun yetersizliğidir. Bu hormon
hastalara cilt altına iğne ile uygulanır.
- Böbrek yetmezliğinde demir tedavisi :böbrek hastalarında kan kaybı ve
kırmızı kan hücrelerin artması ile besinlerle gerekli demirin
alınmaması sonuçunda demir eksikliği gelişir. Bu hastalarda ağızdan
veya damar yoluyla uygulanır.
Börek yetmezliğinde kemik hastalığı tedavisi: Kan fosfor düzeyin
yükselmesinin önlenmek için kalsiyum tuzları kullanılır. (Kalsiyum
Karbonat ve Kalsiyum Asetat) Kan kalsiyum düzeyin yükseltilmesi D
vitamini takviyesi

Böbrek Yetmezliğinde Hipertansiyon Tedavisi
- Tuz kısıtlaması
- Diyalize giren hastalarda su fazlalığının ortadan kaldırılması kuru ağırlık dengesi,
- Diüretikler
- AT-2 enzim inhibitörleri
- Kalsiyum kanal blokerleri
- Beta blokerler
- Alfa blokerler

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme:
Böbrek yetmezliğinde böbrekten fosfor potasyum ve üre atılamadığı için
kan seviyeleri yükselir. Bu yüzden fosfor, potasyum ve protein
bakımından zengin besinlerden kaçınılmalıdır.
Süt, yoğurt, dondurma,peynir, yumurta sarısı, kuruyemiş, kuru
baklagiller, kolalı içecekler, sakatat, et, balık fosfor ve proteinden
zengindir. Meyveler (muz, kayısı, kavun, incir),sebzeler (pancar,
lahana, domates, ıspanak vs.) potasyumdan zengin gıdalardır.
Böbrek Yetmezliğinden Korunma Yolları:
-Şeker hastalığında kan şeker düzeyinin kontrolü
-Hipertansiyonda kan basıncı kontrolü
-Enfeksiyonlar(çocuklarda boğaz enfeksiyonu, akut romatizmal ateş hastalığı)
-Böbrek fonksiyonunu bozabilen ilaç kullanımı
-Böbrek yetmezliği geliştikten sonra enfeksiyonların kontrolü
Ozmoz
Ozmoz su için özel bir geçiş şeklidir. Seçici geçirgen bir zardan suyun
geçmesine veya diffüzyonuna ozmoz denir. Su, hücre zarından kolayca
geçerek zarın her iki yanındaki derişimini dengeler. Ancak, zardan
geçemeyen maddelerin derişimi dengelenemez ve sonuçta çözeltinin
birinin hacmi artarken diğerinin hacmi azalmış olur. Bir çözelti içinde
ozmoz sonucunda gelişen su basıncına ozmotik basınç denir. Ozmoz ve
ozmotik basınç hücrenin işlevlerini gerçekleştirebilmesi ve hayatta
kalabilmesi açısından önemlidir.
Çözünmüş maddelerin yarı geçirgen zardan diffüzyonuna diyaliz denir.
Örneğin, glikoz moleküllerini geçirebilen bir zarla çevrilmiş bir torba
şekeri, saf su içerisine daldırırsak, glikoz molekülleri, zardan,
derişimi her yerde aynı oluncaya kadar su içerisine geçmeye devam eder.
Fakat zarın porları glikoz moleküllerini geçirmeyecek kadar küçükse, bu
sefer su molekülleri glikoz çözeltisinin içine geçmeye başlar.
Başlangıçta torba ve dış otama konan iki kılcal boru aynı düzeyi
göstermelerine karşın, bir zaman sonra kese içerisine girecek su ile
içteki kılcal boruda su yükselecektir. Torba içerisindeki su derişimini
%95 kabul edersek (%5'lik glikoz çözeltisinde) dışta su derişimi
%100'dür; dolayısıyla derişik ortamdan seyreltik ortama bir akım
vardır. Bu geçişe zaten ozmoz denir. Su düzeyi o derece yükselir ki,
yükselen suyun ağırlığı ile şeker torbasına girmeye çalışan su
moleküllerinin basıncı dengeye gelir. Kılcal boruda yükselen suyun
ağırlığına, şekerli suyun o derişimdeki "osmotik basıncı" denir.
Buradan, diyaliz ve ozmozun, difüzyonun özel bir şekli olduğu
anlaşılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Aktif taşıma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Biyoloji-
Buraya geçin: