ngilizce genel kalıp cümleler
BeyazLık Uzerine
It was white as snow=Kar gibi beyazdı
Her Skin was white as alabaster=Teni kar gibi beyazdı
You're as pale as a ghost=Hortlak Gormus gibi betin benzin atmıs
Siyahlık Uzerine
It's pitch black=SĐmsiyah
It's black as night=Simsiyah
It's black as coal=Komur gibi
Bir Sey Bozulunca
It's out of order(service,kilter,whack)=bozuk
It's dead=bozuk
It died on me = Beni gorunce bozuldu
It's in the shop=Tamirde
It up and died=bozuldu
Bir Sey Kırılınca
It's Broke=Kırıldı
????: Büyükçöplük Sanal Dünya
It doesn't work=Calısmıyor
It's on the fritz(blink)=bozuk
This thing is really screwed up=Bu sey ise yaramaz
Sabır Tasınca
Now what?=Daha ne olsun?
That's the last straw=Yeter Artık
I've had it=Yetti
That's the straw broke the camel's back=bu bardağı tasıran son damla
Yemek Hakkında Sorma
When do we eat?= Ne zaman yiyoruz?
What's to eat?= Yemek olarak ne var?
What's for supper?= Yemekte ne var?
What are we having?= Ne yiyoruz?
Yemeği Bildirme
Dinner's almost ready=Yemek hazır sayılır
It's almost done= Yemek neredeyse hazır
Time to eat=Yemek vakti
Soup's on= Yemek hazır
Mutfakta Cocuğa Soylenen Sozler
Don't sit on the counter=Tezgahta oturma
Watch out;it's hot=Dikkat et,Sıcak
Would you set the table?=Sofrayı Kurar mısın?
Go tell your father supper's ready=Git babana soyle yemek hazır
Call the family to dinner=Herkezi Yemeğe cağır
Cocuklara Sofra adabı oğretme
Don't put your elbows on the table=Dirseklerini masaya koyma
Don't talk with your mounth full=Ağzın doluyken Konusma
Wipe your mounth=Ağzını Sil
Put your napkin on you lap=Pecetini kucağına koy
Bulasık Yıkama
Please put your dishes in the sink=Tabaklarınızı lavaboya koyun
It's your turn to do the dishes=Bulasık yıkama sırası sende
I'II wash and you dry=Ben yıkıyayım sen de kurularsın
Sofradan Erken Kalkmak Đcin ricada bulunma
May I please leave the table?=Ben Kalkabilir miyim?
I'II have to excuse myself=Sizden Musade isteyeceğim.
Cocuklara Yemeğini bitirmeyi Emretme
Finish your dinner=Yemeğini bitir
You Have to clean up your plate=Tabağını temizlemen lazım
If you don't eat your dinner,you won't get any dessert=Yemeğini yemezsen tatlı yiyemezzsin
There are starving children in Africa=Afrikada acLıktan olen cocuklar var
KazaLarda Olay Yerinde Yardım Đsteme
Is there a doctor here?=Burada doktor var mı?
Can you help stop the bleeding?=Kanamayı durdurmaya yardım eder misiniz?
Does anyone know CPR?=CPR'yi(Yeniden canlandırmayı)bilen var mı?
Do you know to apply a tourniquet?=Turnike uygulamayı biliyor musunuz?
Call 112=112'yi arayın
Call the police=Polisi arayın
Call An ambulance=Ambulansı arayın
Get the paramedics=Sıhhıyeci cağırın
Get Some help=Yardım isteyin
Get a doctor quick=Cabuk doktor cağırın
you should defend me - beni savunmalisin
dont take sides - tarafff tutma!
hows your studies - derslerin nasil
can you be open with me - benimle acik ol
i wana be open with you - seninle acik konusmak istiyorum
dont need to say much - fazla soze ne gerek!
im boared of this conversation - bu konudan sıkıldım
im boared of this place - bu mekandan sıkıldım
thats the last place to go to - o gidilecek en son yer
im here to doss - gezmeye geldim buraya
Nasıl Olduğunu Soyleme-Olumlu-Telling how you have been doing positive
Keeping busy= Mesgulum
Keeping myself busy= Ugrasiyoruz iste
Keeping out of trouble=Bir sıkıntım yok
Been up to no good=Bir yaramazlık yok
Been keeping my nose clean=Derdim tasam yok
Nasıl Oldugunu Soyleme-Notr
Getting by= Gecinip gidiyoruz
Fair to middling= Orta seker
So-So= Soyle boyle
Plugging along=Uğrasıyoruz
Could be worse=bunada sukur
(Just)Muddling through=Surunuyoruz
Same as always= Hep Aynı
Same as usual=Her zamanki gibi
Nasıl Oldugunu Soyleme Olumsuz
Not Good= iyi değilim
Not too good=Pek iyi degilim
None too good= hic iyi degilim
Kind of crummmy=Keyifsiz gibiyim
I've been under the weather=rahatsızım
Mesgul Olduğunu Belirtme
I'm busy=Mesgulum
I'm swamped=isim basımdan askın
I don't have time to tnihk = kafamı kasıcak vaktim yok
I don't have time to breathe= Nefes alıcak vaktim yok
Bir Arkadası Bir sey icmeye davet etme- Inviting A friend for a drink or coffe
Do you have time for coffee?=Kahve Đcmek icin vaktin var mı?
How about a cup of coffe?=Bir Fincan kahveye Ne dersin?
Let's go get coffe.Do you have any time?=Gidip Kahve icilim.Vaktin var mı?
Let's go for a beer=Hadi bira icelim
????: Büyükçöplük Sanal Dünya
Let's go for a drink=Hadi bir seyler icelim.
Seyahat
Ucak
Do I have to change planes? =Aktarma yapmam gerekecek mi?
Is it direct? =Direk ucus mu?
How many items of carry-on luggage are permitted? =Yanıma ne kadar el bagajı alabilirim?
How much luggage can I carry on? =Ne kadar bagaj alabilirim?
Is there a layover? =Đki sefer arasında bekleme var mı?
How long is the layover? =Bekleme suresi ne kadar?
There is a one-hour layover in Ankara =Ankara'da aktarma bir saat surecek
When does the next flight leave? =Bir sonraki ucus ne zaman?
What's the departure time? =Hareket saati ne zaman?
When does the plane get here? =Ucak buraya ne zaman varır?
What's the arrvial time? =Varıs ne zaman?
When will I make my connection? =Ne zaman aktarma yapacağım?
I have to cancel my flight =Ucusumu iptal etmek zorundayım
I lost my luggage =Bagajımı kaybettim
My luggage is missing =Bagajım kayıp
The flight has been delayed =Ucus iptal edildi
The flight has been moved to gate M2 =Ucus M2 kapısına yonlendirildi
The flight is overbooked =Ucakta koltuk sayısından fazla yolcu var
May I see your boarding pass? =Binis kartınızı gorebilir miyim?
Gumruk
Are you bringing anything into the country with you? =anınızda ulkeye birsey sokuyor musunuz?
How much currency are you bringing into the country? =ulkeye ne kadar para getiriyorsunuz?
Do you have anything to declare? =Gumruğe tabi birseyiniz var mı?
May I see your passport? =Pasaportunuzu gorebilir miyim?
Do you have your visa? =Vizeniz var mı?
Please place your suitcases on the table =Lutfen cantalarınızı masanın ustune koyun
We should examine your purse =Cuzdanınızı incelememiz gerekiyor
What's the nature of your trip? =Seyahatinizin iceriği nedir?
What's the purpose of your visit?=Ziyaretinizin amacı nedir?
How long do you plan on staying? =Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?
Demiryolu
Is it direct?=Direk mi?
Is there a layover?=Mola var mı?
Is there a dining car?=Yemekli vagon var mı?
Is the train on time? =Tren zamanında hareket edecek mi?
What's the arrival time? =Varıs ne zaman?
Are there seats available? =Bos yer var mı?
Stand clear of the doors =Kapılardan uzak durun!
Please move away from the doors =Lutfen kapıların yanından uzaklasın
Please have your tickets ready for the conductor =Lutfen konduktor gelmeden biletlerinizi hazırlayın
Is this seat occupied? =Bu koltuk bos mu acaba?
Can you crack the window, please? =Camı aralayabilir misiniz lutfen?
How many stops are there before we reach the end of the line? =Son durağa kac durak kaldı?
When is the next stop? =Bir sonraki durak ne zaman?
TAKSĐ
Where to? =Nereye?
Where to, buddy? =Nereye abi?
Where to, lady? =Nereye bayan?
I am not on duty =Su an calısmıyorum?
Mind if I smoke? =Sigara icmemin bir sakıncası var mı?
It's rush hour. I can't go to the airport now. =Su an trafik cok kotu. Havaalanına gidemem
To the airport and please be quick! =Havaalanına gidiyoruz, lutfen cok acele edin!
The train station and make it quick! =Tren istasyonuna cek ve acele et!
Slow down! =Yavasla!
There is no need to hurry =Acele etmemize gerek yok
Please drive safely =Lutfen aracı emniyetli bir sekilde sur
Is smoking allowed? =Sigara iciliyor mu?
I'm allergic to smoke =Sigaraya karsı alerjim var
Do you have change for twenty? =Yirmi dolar bozuğun var mı?
Keep the change! =Ustu kalsın
I want a receipt =Fis istiyorum
Watch out! =Dikkat et!
Look out! =Dikkatli ol!
We've missed the exit =Cıkısı kacırdık
We're lost =Kaybolduk