GENİTAL SİĞİL
Siğil etkeni nedir?Genital siğil, HPV enfeksiyonu, kondilom, rahim ağzı kanseri, kanser aşısı
Human papilloma virusunun (HPV) neden olduğu genellikle cinsel geçişli
viral bir enfeksiyondur. Sıklıkla daha önceden enfekte olmuş partnerle
korunmasız bir ilişki sonrasında ortaya çıkar.
Genital siğillerin tüm toplumda görülme olasılığı %1-2 dir. En sıklıkla aktif cinsel yaşlar olan 18-25 yaş arasında gözlenir.
İnsan papilloma virusu (HPV) genital lezyonlara neden olabileceği gibi
genital organlar dışında yerleşimlerde de infeksiyonlara yol
açabilmektedir. Daha çok ellerde yerleşen "verukka vulgaris", ayak
tabanlarında yerleşen "verukka plantaris" genital bölge dışında
yerleşen HPV infeksiyonun diğer örneklerini oluşturur.
Genital bölge dışında yerleşme eğilimi gösteren HPV tipleri
"dermotropik (cilt yönelimli) karakterde virüsler" olarak
nitelendirilmektedir. Genital bölgede infeksiyon oluşturan tipler ise
"mukozotropik özellik" gösterirler.
HPV’nin şimdiye kadar 200 kadar tipi tanımlanmıştır. Genital
lezyonlarda en sık rastlanan tipler 6, 11, 16 ve 18 başta olmak üzere
15 kadar tip belirlenmiştir.
HPV enfeksiyonu ile ortaya çıkan siğillerin görünümü kümeli şekilde ve
karnıbaharımsı yapıdadır. Bu görünümdeki genital siğiller "Condylom
(kondilom)" veya "Condyloma accumulata" olarak da adlandırılır.
Kondiloma, Condyloma, Condyloma accuminata, Genital siğil, HPV enfeksiyonu, kondilom, rahim ağzı kanseri, kanser aşısı
Kondilom'lar kadınlarda en sıklıkla vulva (dış genital),
anus (makad çevresi),
vajen ve
serviks (rahim ağzı) bölgelerinde, erkeklerde ise
penisde ve
kasık bölgesindedir. (Yandaki resim- Penis ucunda kondilom'lar)
Genital HPV' lerden tip 6 ve 11 genellikle servikal (serviks=rahim
ağzıdır) hafif displaziler ve kondiloma aküminata’da bulunan tiplerdir.
Rahim ağzı kanser ve kanser öncüsü durumların % 70'inden HPV Tip 16 ve
18 sorumludur. Bu iki tipten başka Tip 31, 33, 35, 39, 42 ve 51 da ağır
servikal CIN lezyonları (kanser öncüsü durumlar) ve servikal invaziv
kanserlerde sık olarak görülmektedir. Bu HPV tiplerine "yüksek riskli
(high risk) HPV tipleri" adı da verilmektedir.
Siğil virüsü vucuda nasıl giriyor?İnfeksiyonun girişi genellikle sürtünmeye bağlı travmatize olmuş deri
aracılığı ile gerçekleşir. Prezervatif kullanımı geçişi bir miktar
azaltsa da tamamen koruyucu değildir.
Cinsel ilişki sırasında kadın ve erkeğin çarpışan bölgelerinde, travma
sonucu ciltte meydana gelebilecek mikroskopik yırtıklar HPV nin geçişi
için zemin hazırlayacaktır.
Cinsel ilişkinin sertliği, travmanın derecesini belirleyici faktör
olduğundan HPV nin bulaşması ile de doğru orantılı olmaktadır.
Cinsel ilişki ile karşı tarafa geçen HPV bir süre latent (gizli)
enfeksiyon olarak saklı kalacaktır. Latent, subklinik aşamalardan sonra
klinik infeksiyon gelişecek yani hastalık belirginleşecektir.
Bakirelerde de siğil olabilir mi?Evet. Bakire bayanlarda hatta çocuk yaştaki kızlarda dahi siğiller
görülebilmektedir. Son yıllarda Hera Kliniğe tedavi amacıyla bu şekilde
başvuran pek çok bakire bayan bulunmaktadır.
Siğilin bulaşması için tam bir cinsel birleşme gerekli değildir. Cildin
ciltle teması, yalnızca sürtünme yoluyla olan cinsel ilişkiler, daha
önceden HPV ile bulaşmış maddelerin (ortak iç çamaşırı, havlu
kullanımları gibi) cilt ile teması bakire kişilerde siğil oluşmasına
neden olabilir.
Özellikle tam olarak steril edilmemiş ağdacılardaki ağda materyelleri,
genital bölgeyi temizlemek için kullanılan tıraş jiletleri, dövme ve
piercing materyalleri, hijyenik olmayan tuvaletleri kullanma gibi
durumlarda da bulaşma olabilmektedir.
HPV virüsünün diğer virüslerden farklı olarak en önemli özelliklerinden
birisi dış ortamlardaki dayanabilirliğidir. HPV, vucut harici dış
ortamlarda uzun süre canlılığını koruyabilen ender virüslerden
birisidir.
Prezervatif kullanımı siğilin bulaşmasını önler mi?
Hayır yalnızca azaltabilir. Daha önce belirtildiği üzere HPV virusu
cilde direkt temas yoluyla geçmektedir. Bu durumda prezervatif
kullanımı kesin olarak geçişi önlemede etkin değildir, ancak yine de
bir miktar fayda sağlayabilir.
Özellikle geçmişi tam olarak bilinmeyen kişilerle cinsel ilişkide
prezervatif kullanımı cinsel yolla bulaşan pek çok hastalığın önüne
geçmektedir.
HPV kapıldıktan sonra ciltte siğil nasıl oluşur?Klinik ve histopatolojik belirtiler genellikle infeksiyonun alınmasından 1-8 ay sonra ortaya çıkar.
Virusun viral reprodüksiyon siklusu gerçekleşirken deride de
kalınlaşma, spinal tabakada hiperplazi şeklinde değişiklikler oluşmaya
başlar. Sonunda deriden kabarık deri renginde veya kahverengi
papillomatöz (dışı pürtüklü ve düzensiz, karnıbahar görünümünde)
lezyonlar ortaya çıkar.
Yüzeyel yayılımla papillomatöz deri çıkıntıları hızla büyümekte ve yayılmakta bu şekilde kondilom'ları oluşturmaktadır.
Ne tür şikayetler yaratır?Siğiller kişilerde kozmetik olarak bir sorun yaratmakla birlikte; bazan
ağrı, kanama ve kaşıntı gibi şikayetleri de beraberinde getirebilir.
Genital siğiller kanser yapar mı?Genital siğillerin pek çoğu daha önce de değinildiği üzere HPV Tip 6 ve
Tip 11'dir. Her iki HPV tipinin genel özelliği de onkojenik (kanser
yapıcı) etkisinin oldukça düşük olduğudur. Yani her iki HPV tipi de
"düşük riskli (low risk)" gruptandır.
Bu nedenle siğller kanser yapmaz veya kansere dönüşmez. Daha çok kozmetik olarak kötü bir görünüme neden olurlar.
Yine de son derece düşük de olsa kanser riskine karşı kişilerin yıllık
olarak düzenli "smear test" lerini yaptırmalarını Hera Klinik olarak
önermekteyiz.
Siğillerde neden tedaviye gerek var?Siğillerde özellikle kozmetik nedenler, bu lezyonların cinsel eşe
bulaştırılmasının engellenmesi ve yarattığı şikayetleri (ağrı, kaşıntı,
yanma veya kanama) giderme nedenleri ile tedaviye gerek vardır.
Pek çok kişide bu lezyonların olması kişide cinsel isteksizlik, korku
veya endişe durumları yaratabilir. Eşe bulaştırma korkusu pek çok
kişiyi hemen tedaviye başlatır.
Psikolojik etkilenimler...Günümüz itibari ile virüslerin vucuda alındıktan sonra maalesef kesin olarak eradikasyonu (vucuttan atılması) mümkün değildir.
Her ne kadar bir takım "antiviral hap ve kremler" ile birlikte "immün
(bağışıklık) sistemin çalışmasını güçlendirici ilaç tedavileri"
uygulanabilmekteyse de bu tedavilerin amacları, virüsün vucuttan tam
olarak atılmasından çok vucuda alınmış olan virüsü baskılamak ve
çoğalmasını engellemektir.
Cinsel yolla vucuduna HPV, HSV gibi virüsü alan ve daha sonra bu virüs
ile yaşamak zorunda olan hastalarda bir takım "psikolojik sorunlar"
ortaya çıkabilir. Kişiler durumlarını daha da abartarak düşünebilirler;
bunun sonucunda depresyon ve anksiyete (içsel bunaltı) gibi durumların
görülmesi ender değildir.
Diğer taraftan kendi eşlerine bulaştırmaktan korkan kişilerde cinsel
isteksizlik ve eşten uzaklaşma gibi durumlar da ortaya çıkabilir.
Özellikle aile dışında eş ile cinsel ilişki sonrası temasla hastalığın
alınması sonucunda boşanmalara kadar gidebilen pek çok ailesel
sarsıntılar ortaya çıkabilir.
Bu tür durumları daha soğukkanlılıkla karşılayarak tedavileri zamanında
yaptırmak, izlemleri ihmal etmemek ve uyarı-önlemlere dikkat etmek
yaşam kalitesindeki pek çok olumsuzlukların önüne geçebilir.
Genital Siğillerde TEDAVİSiğillerin tedavilerinde; cerrahi eksiyon, destrüktif (yıkıcı) işlemler
ve ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Cerrrahi tedaviler daha çok
siğillerin yoğun ve iri kümelenmeler halinde olduğu durumlarda
uygulanır.
I. Eksizyonel yöntemler (cerrahi olarak çıkartma)Genel olarak eksizyonel yöntemler dış genital organların HPV
enfeksiyonlarında kullanılmazlar. Bunun istisnası ; dış genital
organlarda lokalize çok büyük kondilomların varlığıdır.
Genital sistemin görünür bölümünde çok büyük kondilomların olması
durumunda eksizyonel yöntemlerden yararlanılarak büyük parçalar
çıkarılır ve daha sonrasında medikal tedavi ile birlikte destrüktif
yöntemlerden biri ile tedavi idame edilir.
Büyük kondilomalar lokal veya genel anestezi altında cerrahi olarak
kesilerek çıkartılabilir. İşlem sonrası çıkartılan bölgeye
pansumanların yapılması gereklidir.
Diğer bir yöntem de dış genital organların kondilomlarında eksizyon (çıkartılması) amaçlı LEEP kullanılmasıdır.
LEEP (Loop Electrosurgical Excision Procedure) ; alternans bir
elektrik akımı ile loop uçlarında protein denatürasyonuna neden olarak
iki dokuyu ayırabilecek derecede ısı oluşumu sağlayan bir sistemden
oluşmuştur. Bu sayede başka hiçbir yere zarar vermeden, son derece
rahat bir kontrol ile gerekli patolojik dokunun çıkarılması
sağlanacaktır.
LEEP'te tecrübeli bir hekim tarafından uygulandığında, kanama riski yok
denecek kadar azdır. Ofis şartlarında, lokal anestezi altında
uygulanabilmesi, hastanede yatış gerektirmemesi, komplikasyon riskinin
çok düşük oluşu, hasta tarafından telöre edilebilirliği ve uygulama
kolaylığı bu yöntemin tercih edilmesine neden olmuştur.
II. Destrüktif (yıkıcı) yöntemlerElektrokoterizasyon (elektrokoagülasyon, elektirikle yakma)
Bipolar koter ile HPV odaklarının lokal anestezi altında yakılmasıdır.
Yeterli destrüksiyon sağlandığından emin olunduğu müddetçe bu gün kabul
gören en geçerli tedavi yöntemidir.
Özellikle dış genital organlar dediğimiz genital sistemin dışardan
görünen bölümünde (cilt ya da mukozal) meydana gelen kondilomların yok
edilmesi için idealdir. Çoğu zaman tek oturumda tün odakların yok
edilmesi mümkündür. Tedavi süreci kısadır. Fazlaya kaçılması halinde
sağlıklı dokularda da hasar meydana getirebileceği unutulmamalıdır.
Kriyoterapi (Dondurma)Kriyoterapi, likit (sıvı) nitrojenle lezyon ve lezyon çevresinin
dondurulması işlemidir. Bu da elektrokuagülasyon gibi başarılı
yöntemlerden birisidir.
Krioterapi son yıllarda oldukça sık olarak kullanılmaya başlayan,
oldukça etkili, yakma (elektrokoterizasyon) yöntemine göre daha ağrısız
ve kolay uygulanabilen bir yöntemdir. Dondurma işlemi oldukça ağrısız
bir işlemdir ve işlem sırasında çoğu zaman anestezik madde gerektirmez.
Krioterapi oldukça güvenilir bir yöntem olup gebelik sırasında ortaya
çıkan siğillerin dondurulması amacıyla da kullanılabilmektedir.
CO2 (Karbondioksit) lazer ablasyonuCO2 esaslı laser destrüksiyonu ile de tedavi sağlanabilir. Başarılı
olmakla birlikte diğer tedavi yöntemlerine üstünlüğü olmamasına rağmen
oldukça pahalı bir yöntemdir.
Ayrıca CO2 buharı içinde HPV bulunabildiğinden solunum sistemi ile
bulaşması ve yayılması da olasıdır. Diğer bir zorluk da uygulamanın çok
hassas olmasıdır.
Kimyasal destrüksiyonBu amaçla biklorasetik asit, triklorasetik asit, podofilin ve
podofilotoksin gibi asitler de kullanılmaktadır. Kimyasal yıkıcı
asitler oldukça etkilidir, ancak sağlıklı ciltte de tahriş (iritasyon)
etkisine sahip maddelerdir.
Kimyasal yıkıma bağlı inflamasyon, erozyon, ağrı ve ülserasyon
oluşabilir. Hastanın kendisinin uygulaması oldukça zordur. Hastanın
görüş alanının dışındaki lezyonlara müdahale etmesi güçtür ve sağlıklı
deriye dokundurulduğunda burada da harabiyet meydana getirecektir.
Ayrıca günlerce, tekrar tekrar uygulamayı gerektirebilen uzun bir
tedavi seçeneğidir.
Kimyasal asit tedavileri bebeğe toksik etkisinden dolayı gebelikte uygulanmazlar.
III. İlaç Tedavileriİlaçla tedavisi ise immunomodulasyon amacıyla (immün direnci arttırmaya
yönelik) uygulanan interferon ve imikimod'lardır. Tedavilerinin uzun
sürmesi dezavantajlarıdır.
İnterferonlar, antiproliferatif ve antiviral etkilerinden dolayı
kullanılırlar. Tropikal, sistemik veya intralezyonel kullanım
seçenekleri vardır.
İmikimode (Imiquimode) ise 2003 yılından bu yana ülkemizde de bulunan
saşe-krem formunda, ülkemizde ve yurt dışında "Aldara %5 krem" adıyla
piyasalardadır.
%5 lik İmikimod (Aldara krem), yalnızca siğilin üzerine sürülerek o
bölgedeki hücresel tip bağışıklığı arttırarak etki eden bir
kimyasaldır. Yani bir antiviral değildir. Yalnızca cilt bölgesinde
lokalize kalan ilaç o bölgedeki interferon alfa ve sitokinleri aktive
ederek immün direnci yükseltir.
Aldara krem sayesinde immün direnç yükselince o bölgeye haraket eden
makrofaj ve lenfositler viral patolojiyi giderecektir. Gebelikte
Kategori B olduğu için güvenle kullanılabilir.
Yapılan bilimsel çalışmalarda da Aldar kremin gebelik ve emzirme
dönemide kullanımından ötürü herhangi bir olumsuz etkiye
rastlanmamıştır. (Nitekim kremin cilde sürülmesi ile ancak binde 9'luk
bir kısmı deriden emilmektedir.)
Aldara kremin kullanımı bağışıklık sistemini de aktive ettiği için
ileride olabilecek siğil nükslerinin de önüne geçebileceği iddia
edilmektedir. Tedavi süresi haftada 3 uygulama ile 16 haftaya kadar
uzayabilir.
İmikimod' un en çok görülen yan etkisi "eritem" yani ilacın hasta
olmayan dokuya sürülmesine bağlı olarak gelişen geçici
kızarıklıklardır. Bu nedenle ilaç tatbikinden 6-10 saat içinde ilişki
yapılmaması ve sonrasında banyo yapılması önerilir.
Ancak unutulmamalıdır ki genital bölgedeki her lezyon siğil değildir.
Tedavi öncesinde mutlaka bir jinekolog veya dermatoloğa başvurulması
gereklidir.
Siğiller uzun dönemde tekrarlayabilir. Özellikle rahim ağzına yerleşmiş
olan siğiller ileriki yıllarda az da olsa serviks kanseri (rahim ağzı
kanseri) riskini arttırmaktadır.
Siğil nüksleri (tedavi sonrası tekrarlamalar) neden oluşur?Siğiller yakma, dondurma ve hatta ilaç tedavileri sonrası bile hayatın
belirli dönemlerinde tekrarlama şansına sahiptir. Buradaki en sık neden
ise vücudun immün (bağışıklık) sisteminin düşmesi sonucu viral
enfeksiyonun aktive olmasıdır.
Vucütta normalde hiç bir şikayet oluşturmayan bazı virüsler gizli
olarak barınmakta ve direnç düştüğü zaman kişilerde hastalıklara neden
olabilmektedir. Örneğin pek çoğumuz çok korktuğumuz veya yorulduğumuz
zaman dudakta uçuk çıkarırız. Bu aslında, Herpes (HSV) Tip 1 virüsünün
yarattığı bir enfeksiyondur.
Aynı şekilde çok fazla stres veya yorgunluğa maruz kalan kişilerde
"zona hastalığı" gelişebilir. Bu da aslında omurganın köklerinde
yerleşmiş olan "su çiçeği virüsü"nün aktive olarak hastalık
oluşturmasıdır.
İşte siğillerde benzer özellikler taşıyarak hayatın belli dönemlerinde
tekrarlayabilirler. Bu yüzden vücüdun direnci iyi şekilde korunmalıdır.
Bu da düzgün beslenme, stesten uzak durma, düzenli bir yaşam ve düzenli
egzersiz ile mümkündür.
Korunma yolları..HPV enfeksiyonlarından korunmanın en iyi ve en başarılı yolu bulaşma
zincirini kontrol altında tutmaktır. Enfeksiyon cinsel yolla bulaştığı
için burada en önemli nokta multipartnerliktir (çok partnerlilik).
Kişinin kendisinin ya da cinsel partnerinin multipartnerli olması HPV
görülme riskin belirgin bir şekilde artırmaktadır.
Condom her zaman koruyucu olamamaktadır. Çünkü condom, pubik bölgeyi
korumaz, sadece kadında vajinal ve servikal enfeksiyonlardan koruyucu
iken, erkekde glans penisin korunmasını sağlayacaktır. Ancak kadında
vulvar ve erkekte de penis kökü ve skrotal enfeksiyonlara açık kalma
söz konusudur.
HPV aşıları artık TÜRKİYE'de ! ! !Korunma amaçlı aşı çalışmaları HPV’nin E6 ve E7 proteinleri üzerine
odaklanmıştır. Bunun nedeni de servikal kanserlerde E6 ve E7
proteinlerinin eksprese edilmesidir. Aşı çalışmaları halen
sürdürülmekte olup rutin kullanımları söz konusu değildir. Hastalığın
bugün için kesin bir tedavi yöntemi bulunmadığından korunma konusunda
eğitim büyük önem taşımaktadır.
Merck firması (MSD) tarafından geliştirilen Gardasil quadrivalan bir
aşı olup HPV tip 16,18,6,11’e benzer partikülleri içerir ve serviks
kanserleri ile prekanseröz lezyonları haricinde dış genital bölgede
bulunan siğilleri (condyloma accumulata) de önleyicidir.
Nihayet Gardasil 2007 yılı şubat ayı itibari ile ruhsat aşamasını
tamamlayarak ülkemiz ilaç marketinde de yer almaya başlamıştır.
Diğer taraftan 2008 yılının başından itibaren GlaxoSmithKline (GSK)
firması tarafından üretilerek sağlık marketinde kendisine yer bulan
diğer bir HPV aşısı da "Cervarix" dir. Bivalan bir HPV aşısı olan
Cervarix HPV'nin tip 16 ve tip 18'ine karşı koruyucudur.
alıntı
www.kinerji.com