TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜNİTE -6
***Genellik ilkesine tabi kamu ekonomisi öğeleri;
---Katma bütçeli daireler
---Özel bütçeli mahalli idareler
---Özerk bütçeli kamu iktisadi teşebbüsleri
---Genel bütçeli daireler
---Fonlar
---Döner sermayeler’dir.(aofforum.com)
***Fransa’da cari harcamaların GSMH’ya oranı yaklaşık %23-24 civarındadır.
***Türkiye’de kamu cari harcamalarının oranı ortalama %13’tür.
***1994 yılından itibaren devletin borçlanmasının temel nedeni
Konsolide bütçe faiz ödemelerinin hızla artarak 1995’ten itibaren kamu
kesimi borçlanma gereğini aşmışır.
***Türkiye’de kamu kesimi bütçe açıklarının en önemli nedeni borç faizleridir.
***Kamunun açığını özel sektörün tasarruf fazlası ile ülkenin dış ticaret açığı karşılamaktadır.
***Kamu kesimi bütçe fazlasının amacı borç ve faiz ödemeleridir.
***Kamu borcuna ödenen reel faiz oranının , GSMH’nın artış oranından yüksek olması borcu ve faizi artırır.
***Faiz dışı bütçe fazlasını hedefleyen maliye politikası ekonomiyi daraltır ve işsizlik üretir.
***Reel faiz oranı – Reel GSYİH artış oranı farkı ne kadar büyük ise
borç yükü oranı o kadar büyüktür.Bu borç yükünü azaltmak veya sabit
tutmak için milli hasıladan ayrılan faiz dışı bütçe fazlası o kadar
büyük olmak zorundadır.
***Ticari bankalar arasından devlet iç borçlanma senetleri çok cazip bir iç plasman aracıdır.
***Devlet iç borçlanma senetlerinin likiditesi yüksektir ve kolaylıkla nakde çevrilebilir.
***Hazine bonolarını kimin aldığına baktığımızda en önemli alıcı kesim olarak ticari bankalar karşımıza çıkar.
***Devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) cazibesi karşısında ticari
bankalar bu plasman imkanından yararlanmak için mevduat kaynaklarını
kullandıkları gibi DİBS’lerini almak için yurt dışından borçlanmayı ve
kur rizikosu taşımayı da göze almaktadırlar.
***Türkiye’de kamunun iç borcunun milli hasılaya oranı 2002-2003 yıllarında %55 ‘e varmıştır.
.(aofforum.com)
***İhaleli ve ihalesiz nakit karşılığı ihraç edilen senetler ,nakit senetlerdir.
***Ticari bankalar 2001’de hazinenin bono ve tahvil satışlarının %75’ini 2002’de %80’ini 2003’te %76’sını almışlardır.
***Hazine müsteşarlığı kamu net borç stokunu hesaplamak için kamunun iç
ve dış borcundan ,merkez bankasının net varlıklarını ,kamunun
mevduatını ,ve işsizlik sigortası fonu net varlıklarını düşmektedir.
***Döviz kurlarındaki artış dış borcun devlete reel yükünü artırır.
***Türk lirasının tam konvertibilitesine ve sermaye hareket
serbestisine 1989’da izin verilmesinden beri özel sektör dışarıdan
sınırsız borçlanabilmektedir.
***Dış borcun yarısından fazlası kamu kesimine aittir.
***Faiz dışı bütçe fazlası bütçede faiz ödemeleri çıkarıldıktan sonra gelirle ilgili gidrler arasındaki farktır.
***1983 yılına kadar Maliye Bakanlığı tarafından borç ve nakit yönetimi yerine getirilirken 1984’te hazine müsteşarlına verildi.
***2001 yılında faiz ödemeleri %21 ‘i bulan vergi gelirini aşmış ve %22 ‘ye ulaşmıştır.
***Hükümetler bütçe kesinleştikten sonra ek ödenek kullanabilmekte ve
bunun da herhangi bir yaptırımı olmaması hedeften sapmalara neden
olmaktadır.
***Kamu fonlarının kuruluş amaçları;
---Bütçe içi rekabetten korunmak
---Finansmanda ve harcamalarda esneklik kazanmak
---Öncelikli harcama alanlarına gelir tahsis etmek
---Denetimden ve saydamlıktan kaçınmaktır.
***1990 yılında tüm fon gelirlerinin konsolide bütçe gelirlerine oranı
yaklaşık %57’dir.Fonların bazılarına borçlanma yetkisi de verilerek
gelirlerinden daha fazla harcama yapma yetkisi
verilmiştir..(aofforum.com)
***KİT yatırımları ,karlılık hesabının yanı sıra sosyal fayda maliyet tahlillerine dayalı olarak hedeflenmiştir.
***KİT’lerin kurulmasındaki amaçlar;
---Devletin ekonomideki sınai ve ticari aktivitesini en aza indirmek
---Rekabete dayalı piyasa ekonomisini oluşturmak
---Devlet bütçesi üzerindeki KİT finansman yükünü azaltmak
---Atıl fonların ekonomiye kazandırılması
---Sermaye piyasasını geliştirmek
***Özelleştirmenin amacı devleti ekonomiden çekerek özel sektöre güven içinde çalışacağı bir iş ortamı yaratmaktır.
***KİT’ler Liberal Politika döneminde 1984’te hükümetin özelleştirme
idaresini kurması ile birlikte özelleştirilmeye başlanmıştır.
***1997-1999 yıllarında az gelişmiş ülkelerde vergi gelirlerinin
GSYİH’ya oranı %15’tir.Zengin DECD ülkelerinin ortalaması ise %26’tır.
***Türkiye’ye kıyasla gelişmiş ülkelerde vergi gelirlerinin GSYİH’ya oranı daha büyüktür.
***Fazla ve geniş muafiyetlerin fiilen ödenen vergilerin oranlarını düşürmesi başlıca eleştiri konularından biridir.
***Gelir ve servet vergilerinin toplam vergi gelirleri içindeki payı
%45’tir.Gelişmiş OECD ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergilere
oranı %30’dur.
***Kamu sektörünü meydana getiren öğeler klasik maliye anlayışının bütçede genellik ilkesine göre sınıflandırılmaktadır.
***Kamu borcuna ödenen reel faiz oranı (r )
Reel büyüme oranı (y)
Faiz dışı bütçe fazlası (z)
Kamu borcundaki değişme ise (db) ile gösterilir.db=b(r-y)-z
***Borcun faizi ve borcun itfası kamu borcundaki değişmeyi ifade eder.
***Dış borçlanmada itibari faiz oranı ,enflasyon oranının çok düşük
olduğu ABD ve Avrupa ülkelerindeki faiz hadlerinden, kredi verenlerin
kur rizikosu ve algıladıkları diğer rizikolar için ekledikleri
paylardan oluşmaktadır.
***Dış borçlanma devlete kur rizikosu yüklemektedir.
***Faiz oranının düşük olması avantaj iken kur rizikosu dezavantaj olarak karşımıza çıkar.
***2003 yılında dış borç GSMH’nın %70’inden %60’ına inmiştir.
***Türkiye IMF’ye verdiği taahhütler çerçevesinde GSYİH’nın %6.5’lik kısmını faiz dışı fazla olarak hedeflemektedir.
***1984 sonrasında KİT’ler iç ve dış piyasalardan yüksek faizle ve kur rizikosuyla borçlanmaya zorlandı.
***Türkiye’de kamu ekonomisinin başlıca sistem sorunları;
---Vergi kapsamının darlığı
---Vergi adalesizliği
---Bütçe disiplinsizliği
---Harcamalar üzerinde demokratik denetim zaafı
Ayrıca kamu ekonomisindeki bu sorunlar kamu borcu stokunu arttırmaktadır.
***Türkiye’de 1941’den beri kamu fonu uygulaması olmakla beraber 1984-1990 arasında bir fon kurma furyası yaşandı.