Faydalı Model :
Faydalı Model, Türkiye'de ve dünyada yeni olan ve sanayiye
uygulanabilen buluşların sahiplerine belirli bir süre (10 yıl), bu
buluş konusu ürünü üretme ve pazarlama hakkının tanınmasıdır. Faydalı
model belgesi verilmesi işlemleri, patent verilmesine oranla, hem zaman
hem de masraf açısından daha elverişlidir. Faydalı model koruması elde
etme işlemlerinin basit ve ucuz olmasının, özellikle küçük ve orta
ölçekli sanayicilerimizin ve araştırma kuruluşlarımızın buluş
yapmalarını ve bunları sanayiye uygulamalarını özendireceği
düşünülmüştür. Diğer taraftan, özellikle günümüzde, küçük ve orta
büyüklükteki işletmelerin gerçekleştirdiği yeniliklerin, rakiplerce
hemen hemen aynısının yapılarak taklit edilmesi tehlikesi mevcuttur.
Küçük ve orta büyüklükteki bu işletmelerin, mütevazı de olsa, bu
buluşlarını faydalı model belgesi vererek korumak, onların ekonomik
varlıklarının idamesine hizmet edecektir. Başka bir deyişle, faydalı
model koruması, tecavüz fiillerine karşı, patent korumasına oranla daha
çabuk ve seri bir işlev görecek şekilde düzenlenmiştir.
Öte yandan patent verilemeyecek konulara ek olarak usuller ve bu
usuller sonucunda elde edilen ürünler ile kimyasal maddeler hakkında
faydalı model belgesi verilmez.
Engizisyon :
Engizisyon (Latince:inquisitio, soruşturma), Katolik Kilisesine bağlı bir mahkeme sistem idi.
Gerek kararları, gerek siyası ve dini erki nedeniyle üç büyük engizisyon adından çok söz ettirdi.
Duruşma :
Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere
dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan
uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.
Duruşmada kişiler genellikle bir avukat tarafından temsil edilir.
Önemsiz sayılabilecek olaylar ve konusu küçük miktarlarda para olan
uyuşmazlıklar ise avukatsız çözülebilir. Öte yandan kişilerin
kendilerini savunma hakları da vardır. Duruşma bir yargıcın
başkanlığında yapılır. Ayrıca tutanak kâtibi, davanın tarafları ya da
onların vekilleri olan avukatlar, gerekirse tanıklar ve bilirkişiler
mahkemede hazır bulunur. Ceza davalarında savcı kamu adına davacı
olarak duruşmalara katılır.
Dava :
Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler
vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli (başlıbaşına bir iddia olup,
başka bir davayla ilgisi bulunmayan) ve feri (asıl davanın
teferruatından olarak, diğer bir şey hakkında hüküm verilmesinin
istenilmesi) olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk
davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif
edilir.
Hukuk davaları: edim davaları, tesbit davaları, yenilik doğuran olmak
üzere üçe ayrılır: Hak sahibinin, bir şeyin yapılmasını veya
yapılmamasını, yani bir ediminin yerine getirilmesini istediği davalara
edim davaları denir. Mahkemelerdeki davaların çoğu bu çeşittir. Alacak
davaları, tazminat davaları gibi. Bir hukuki bağın var olup olmadığının
tesbit edildiği davalara tesbit davaları denir. Evlilik dışı çocukların
neseplerinin tesbiti gibi.
Mahkeme gününe kadar var olmayan veyahut hakimin kararı olmadan var
olmayacak olan hukuki sonuçları meydana getiren davalara yenilik
doğuran davalar denir. Boşanma davaları gibi.
Dava edene davacı, dava edilene de davalı denir. Dava konusu olan hususa dava olan şey denir.
Danıştay :
Türkiye Cumhuriyetinin en üst yargı organlarından birisidir. 13 farklı idari daireden oluşmaktadır.
Şurayı Devlet adıyla 1868 yılında Danıştayın kurulması, ülkede 19.
yüzyılın ilk yıllarında başlayan ıslahat ve yenileşme hareketlerinin en
önemlilerinden biridir.
Padişah Abdülaziz'in 10 Mayıs 1868 günlü nutkuyla fiilen çalışmaya
başlayan Şurayı Devlet'in "Kavanin ve nizamat layihalarını tetkik ve
tanzim, mesalihi mülkiyeyi tetkik, hükümet ile eşhas beyninde
mütehaddis deaviyi rü'yet ve memurini devletin tahkik ahvaliyle,
muhakemelerini icra" görevlerini yerine getirmek üzere kurulmuştur.
"Hükümet ile eşhas beyninde mütehaddis davaları" görmek ve çözümlemek
görevi, 1876 Kanuni Esasisi ile genel mahkemelere bırakıldığından,
İmparatorluk Danıştayının yargısal görevi çok sınırlı kalmıştır.
İmparatorluk döneminde 54 yıl görev yapan Danıştayın faaliyeti, 4 Kasım
1922 tarihinde İstanbul’daki bütün merkez kuruluşlarının TBMM
Hükümetinin idaresine geçtiği sırada sona ermiş, Cumhuriyet devrinde
669 sayılı Kanunla Danıştay yeniden kurulup, 6 Temmuz 1927 tarihinde
çalışmaya başlamıştır. 669 sayılı Kanuna göre Danıştay, üç idari bir
dava dairesi olmak üzere, dört daireden oluşmaktaydı.
1961 Anayasası, mahkemelerin ve hakimlerin bağımsızlığını hem yasama ve
hem de yürütme organlarına karşı koruyabilmek için gerekli hükümleri
öngörmekte idi. Bu Anayasanın 114 üncü maddesinde, "İdarenin hiçbir
eylem ve işlemi yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz"
denilmiş ve 1982 Anayasası ile bazı kısıtlamalar getirilmişse de, temel
ilke korunmuştur. 1982 yılında ayrıca, ilk derece idari yargı mercileri
olan idare ve vergi mahkemelerinin kurulmasıyla, idari yargı örgütünün
kuruluşu tamamlanmıştır. Bu gün Danıştay, bu mahkemelerin üzerinde bir
temyiz mercii olarak yargı görevine devam etmektedir.
Anayasa'da öngörülen Yüksek Mahkemelerden biri olan Danıştay,
Anayasanın 155 inci maddesine göre, yürütme organına yardımcı bir
inceleme, danışma ve karar organı olmanın yanısıra, yönetimin yargı
yoluyla denetlenmesinde etkin ve önemli görev yapan bir yargı
kuruluşudur.
Bugün Danıştayın idari görevleri ile yargı görevi birbirlerinden kesin
olarak ayrılmış ve her iki görevi yürütecek daireler birbirinden
tamamen ayrı olarak kurulmuşlardır. Yönetimin yargı yoluyla
denetlenmesi görevini, idare ve vergi mahkemeleriyle birlikte,
Danıştayın dava daireleri yürütmektedir.
Günümüzde Danıştay, 1982 yılında yürürlüğe giren 2575 sayılı Danıştay
Kanununa göre örgütlenmiştir. Bu Kanuna göre Danıştay, onikisi dava,
bir idari olmak üzere onüç daireden oluşmaktadır. Bugün Danıştayda,
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeler
olarak, 95 yüksek mahkeme hakimi görev yapmaktadır.
Danıştayda ayrıca, dava dosyalarını inceleyerek daire veya görevli
kurullara gerekli açıklamaları yapmak, tutanakları hazırlamak ve karar
taslaklarını yazmakla görevli, tetkik hakimleri ve davalar hakkında
hukuki düşüncelerini bildirmek üzere savcılar bulunmaktadır.
17 Mayıs 2006 Çarşamba günü yapılan bir silahlı saldırı sonucu Mustafa
Yücel Özbilgin öldürüldü ve dört yüksek yargı mensubu yaralandı...