|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Su Kimyası Korozyonu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Uyus_Sweeti
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Uyus_Sweeti


Ruh Hali : Su Kimyası Korozyonu Deli10
Mesaj Sayısı : 392
Rep Puanı : 11612
Teşekkür Aldı : 11
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli
Lakap Lakap : Hacı

Su Kimyası Korozyonu Empty
MesajKonu: Su Kimyası Korozyonu   Su Kimyası Korozyonu EmptyPaz Kas. 01, 2009 11:34 am

Su Kimyası Korozyonu

01.Giriş



Korozyon geniş anlamlı bir sözcüktür. Sözlük anlamı, paslanma, aşınma, çürüme, bozukluk, çürüklük şeklindedir.



Teknik açıdan ise, önceleri sadece metale özgü bir deyim olarak
kullanılmış, sonraları en sert taşlarla, tahta vb. malzemelerinde
korozyonundan bahsedilir olmuştur.



Korozyon, nitelik olarak mekanik ve kimyasal olarak
sınıflandırılabilir. Mekanik korozyonda sürtünmeden kaynaklanan aşınma,
dolayısıyla madde kaybı söz konusudur, maddenin özelliğinde değişme
olmaz sadece şekli bozulur. Kimyasal korozyonda ise, madde değişerek
özelliğini yitirir, metalik kökenlidir.



Metalik korozyonda, metal, kimyasal ve elektro kimyasal reaksiyonlarla
iyon haline geçerek metalik özelliğini yitirir. Bu tür korozyon
metalin, doğada bulunduğu hale dönme eylemi olarak tanımlanır.
Metaller, doğada saf halde bulunmazlar, genellikle oksit, sülfür ve
karbonat cevherleri vardır. Bu cevherler, metallerin en kararlı
durumlarıdır, ancak metal, saf haldeyken kendisini cevherden arındırmak
için harcanan enerji kadar bir enerjiyi geri vererek hızla doğada
bulunduğu cevher durumuna dönmeye meyleder.



Kimyasal korozyon, normal ve elektro kimyasal olarak iki kısımda yorumlanabilir.



Normal kimyasal korozyonda, herhangi bir elektrik akımı yoktur. Tekdüze
reaksiyonlar sonucu kimyasal kinetiğin temel yasalarına uygun olarak,
dış etkenler nedeniyle metal yapılarında oluşur. Yüksek sıcaklık
ortamında kuru gazların neden olduğu korozyon buna örnektir. Ayrıca
asit kullanan veya üreten endüstri kollarında da kimyasal korozyon çok
görülür.



Elektrokimyasal korozyonda ise, mutlaka bir elektrolit ve elektrik
akımı vardır. Nemli havada toprak ve su altı yapılarında oluşan
korozyon buna örnektir.



Elektrokimyasal korozyon su ve elektrik gibi gömülü boru hatlarında
büyük zararlar verir. Örneğin yeraltındaki metal su borularının
sızıntılarına ve patlaklarına sebep olur. Sonuçta, işletmede durma,
onarım zorunluluğu, iş gücü ve parasal kayıplara yol açar.



Elektrokimyasal korozyona genellikle galvanik korozyon da denir. Zira,
korozyona sebep olan akım dıştan değil, pil oluşmasından hasıl
olmaktadır. Pil, bilindiği gibi bir elektrolit içine daldırılmış anot
ve katottan oluşur. Anot ve katot bir iletkenle birbirlerine
bağlandığında akım geçer ve anotta korozyon oluşur. Eğer anot, bir
yapının veya metal bir iletim hattının bir bölümünü oluşturuyorsa,
sistemde büyük bir korozyon oluşur.



Elektrik enerji tesislerinin çoğunda bu durum görülür. Bu tesislerdeki
metal bölümler anot, katot ve bağlantı iletkeni gibi davranabilir.
Toprak içindeki su veya nem, pil devresini tamamlayan elektrolit olur.
Böylece yapı, doğal bir korozyon pili gibi davranır.



Demir boruların suyla temas ettiği bir ortamda, demir + 2 değerlikli
katyon şeklinde solüsyona geçer, arkasında 2 elektron bırakır, diğer
katyonlarla yer değiştirir. Örneğin saf suda H+ iyonlarıyla yer
değiştirir. H+ iyonları elektronlarla birleşerek H2 gazını meydana
getirirler. Demir 2 katyonunun solüsyondan ayrılması korozyonu doğurur :



2 Fe++ + 1/2 O2 + H2O + 4 OH- à 2 Fe(OH)3



Korozyon hızı, genellikle hidrojenin çözülmüş oksijenle birleşmesi yani sudaki çözülmüş oksijen konsantrasyonu ile ilgilidir.



Demiri olmayan metallerde benzer şekilde korozyona neden olabilirse de
çoğunun oluşturduğu oksit veya karbonatlar metali korozyondan korur.
Örneğin alüminyumun kalın bir oksit tabakası, bakırın ve çinkonun
karbonatları gibi.



Korozyon mekanizması oksideredüksiyon (redoks) ve çözeltilerin elektrolizi teorileriyle gayet açık olarak izah edilebilir.



02. Korozyon Teorileri



1. Okside - Redüksiyon Teorisi : Redoks diye de adlandırılan okside redüksiyon teorisi maddenin atom yapısına bağlı bir kuram üzerine kurulmuştur.

Maddenin özelliğini taşıyan en küçük parçası olan atom bir çekirdek ve
elektronlardan oluşur. Çekirdek pozitif, elektronlar ise negatif
elektrikle yüklüdür. Elektriksel bakımdan nötr olan atom bazı etkiler
sonucu elektron verir veya alır. Böylece iyon haline dönüşür ve
elektron vermişse pozitif, almışsa negatif olur. Birinci durumda
oksidasyon yani yükseltgenme, ikinci halde redüksiyon yani indirgenme
söz konusudur. Oksidasyon durumunda



Fe àFe++ + 2 e-



Metalik demir 2 elektron kaybederek pozitif iyon haline geçer. Bu iyon
da karşılaştığı bir negatif iyonla birleşerek çözeltiye geçer. Böylece
demir korozyona uğramış olur. Redüksiyon durumunda ise,



Fe++ + 2 e- à Fe



demir 2 elektron alarak metalik demir haline döner. Görüldüğü gibi
metal korozyonuna engel olmak için elektron kaybının önlenmesi
zorunludur.



2. Çözeltilerin Elektrolizi Teorisi : Asit,
baz ve tuzların sulu çözeltileri içine daldırılan ve bir iletkenle
bağlanan 2 metalden akım geçirildiğinde, çözeltiyi oluşturan madde
pozitif ve negatif iyonlarına ayrılır.



Pozitif elektrik yüklü iyonlar akımın elektrolitten çıktığı katot,
negatif yüklü iyonlar ise akımın elektrolite girdiği anot denilen metal
tarafından tutulur.Katot tarafından çekilen (+) iyonlar yani katyonlar,
kaynak tarafından yayılan (-) elektronlarla birleşerek nötr olurlar.
Yan reaksiyonlar olmazsa katotta bir metal birikmesi veya hidrojen
çıkışı olur. Katodun madde durumu değişmez.



Anot tarafından çekilen (-) iyonlar, yani anyonlar elektron kaybederek
nötr olurlar. Kaybedilen elektronlar elektrik kaynağına dönerler.
Böylece elektrolit anodun madde kaybına karşı yenileşir ve anot
korozyona uğramış olur.





03. Korozyon Çeşitleri



Genellikle dört tip korozyonun varlığı kabul edilir :



1. Galvanik Korozyon : Hızlı paslanmalar,
genellikle iki ayrı metalin arasındaki galvanik faaliyet sonucu
(galvanik pil olayı) olarak ortaya çıkar. Bu faaliyet bildiğimiz bir
flaş lambasının pilinde meydana gelen işlemin aynısıdır.



2. Elektrolitik Korozyon : Elektrolitik
korozyon ve elektroliz korozyon, tesislerin yapısı sırasında insanların
sebep olduğu paslanma olayıdır. Bu olayın başlıca kaynağı elektrikli
tren ve tramvayların demir yollarındaki elektrik akımıdır. Bu
işletmelerde genellikle bir doğru akım kaynağı mevcuttur. D.C. kaynağın
bir ucu hava hatları vasıtasıyla elektrikli tren veya tramvaya verilir,
dönüş iletkeni olarak da demir raylar kullanılır. Rayların tekbir
parçadan yapılması mümkün olmadığından ek yapılması zorunluluğu ortaya
çıkmıştır. Bu ekler de kötü yapılırsa, bu kötü ekin sonucu direnç
arttığından akım ek yerinden devam etmeyip, o noktadaki toprak
üzerinden devresini tamamlar. Bu toprak da kablo, boru vs. olabilir,
devresini onun üzerinden yapar. Genellikle akımın borulara girdiği
noktalarda değil, boruları terk ettiği noktalarda borulardan madeni
parçalar taşıyarak korozyonu meydana getirdiği tespit edilmiştir.



3. Gerilme Korozyonu : Madenlerin iç
gerilmeleri, o madenin imalat tekniğine, içindeki katkı maddelerine, su
verilmesine ve maden haline geldikten sonra muhtelif tezgahlarda bazen
darbe ile dövülerek, bazen taşlanarak vb. işlemlerle iç gerilmelerinde
farklılıklar meydana gelir. Aynı cins maden olsalar da işlenmiş bir
maden parçasıyla işlenmemiş arasında iç gerilme farklarının mevcudiyeti
yukarıdaki sebeplerden dolayıdır. Aynı cins metalin biri işlenmiş,
diğeri işlenmemiş olarak bir konstrüksiyonda kullanılırsa bunların
birbirine temas ettiği noktalar arasında en azından hava kalacaktır
veya bazı şartlarda bir elektrolit tabaka içinde kalırlar. Bu halde ise
iki plaka arasında bir pil teşekkül eder, (madenin iç gerilme
farkından) buda gerilme korozyonu'nu meydana getirir.



4. Biyokimyasal Korozyon : Biyokimyasal
korozyon, bakteri faaliyetleri sebebiyle toprağın değişikliğine sebep
olan kimyasal maddelerin meydana getirdiği olaydır. Şimdilik, toprak ve
sudaki bu tip korozyonun ana sebebinin sülfat azaltıcı bakterilerin
olduğu bilinmektedir. (Bk.H2S korozyonu)



04. Korozyona Sebep Olan Etkenler



1) Metallerin elektrot potansiyellerinin farklı olması nedeniyle,
sistemde birbirinden farklı metal kısımların bulunması halinde
potansiyeli daha negatif olan metal bölümü iletkenlik sağlandığında
anot, diğeri katot olur. Örneğin bakır - çelik, bakır - font bölümleri
olan bir metal yapıda pil oluşarak korozyona yol ayar.



2) Aynı cins bir metalin bileşiminin tekdüze olmaması için, yani metal
yapısındaki saf olmayan bölümler, alaşım bileşiminde yer yer
farklılıklar, metaller içinde çeşitli artık maddelerin bulunuşu,
fabrikasyon kusurları, metal yüzeyindeki koruyucu kaplama veya oksit
tabakasının her yerde aynı olmayışı pil oluşumuna sebep olarak korozyon
hasıl ederler.



3) Metalin hazırlanması esnasında yapılan işlemlerde farklılıklar, tavlama, temizleme, parlatma, cilalama gibi.



4) Zeminin değişen kimyasal yapısı, oksijen veya nem miktarındaki
değişmeler, litolojik yapı farklılığı, mikrobiyolojik organizmaların
işlevleri gibi nedenlerle korozyon kutupları oluşur.



5) Elektrolit (zemin suyu veya yer altı suyu) içindeki farklı
konsantrasyondaki çözünmüş tuzlar, gazlar, elektrolitin akış hızında
farklılıklar, sıcaklık değişimleri, erimiş oksijen miktarı, suyun pH
değeri, alkalinitesi, karbondioksit içeriği gibi çeşitli etkenler
korozyona sebep olabilir.





05. Korozyondan Korunma Yolları



Yapının bulunduğu çevredeki doğa şartlarını değiştirmek genellikle
mümkün olmadığı için, korozyonu önleme veya geciktirme yolları
araştırılır. Bu konuda birinci adım çevre şartlarına dayanıklı metalin
seçimidir. İkinci yöntem metalin bir koruyucu ile kaplanması yani
çevreye karşı izolasyonu, üçüncü yöntem ise katodik koruma yapılmasıdır.



1. Uygun Metal Seçimi : Metal seçimi, işin
rantabilitesi ile ilgili olduğu için her yeraltı ve sualtı yapısı için
özel alaşımların kullanılması beklenemez. Bu nedenle bu yolla
korozyondan korunmak her zaman mümkün değildir.



Yer altı suyu temini için açılan sondaj kuyularında kullanılan filtre
boruları değişik zemin, sıcaklık ve kimyasal içeriği değişik su
katmanlarını kestikleri için korozyona uğrama ihtimalleri de oldukça
fazladır.



% 18 den fazla krom, % 8 den fazla nikel, % 72 kadar demir, 0,08 den az
karbon içeren 304 paslanmaz çeliği de kuyu filtresi olarak güvenilir
bir alaşımdır. Ancak çözünmüş oksijen muhtevasının normalin üzerinde
olduğu bilinen akiferlerde paslanmaz çelik kuyu filtrelerinin
kullanılması uygundur.



2. Koruyucu Kaplamalar : Korozyondan korunmak
için metalin koruyucu kaplamalar ile kaplanarak çevre ile yapı arasında
az veya çok yalıtkan bir engel oluşturmak daha ekonomik bir yoldur.



Kaplamaların kalitesi elektriksel dirençleri ile ilgili olup, 10000 ohm / mm2 den büyük dirençliler korozyon açısından uygundur.



Kaplamalar malzemelerine göre :

a) Metalik

b) Organik

c) İnorganik



olmak üzere 3 gruba ayrılabilirler. Bu kaplamaların hangisinin
seçileceği, korunacak metalin cinsine, biçimine, boyutuna ve çevre
etkilerine ve de şüphesiz ekonomik şartlara bağlıdır. 1977 yılında
Adana - Ceyhan BOTAŞ Bölge Müdürlüğünün DSi F-31/ 20578 Nolu kuyusundan
beslenen bitüm benzeri bir izolasyon maddesi ile kaplı, 17 mm lik 8"
kapalı çelik boru ile yine kapalı bir su tankına verilen suyun, bu
maddenin suda çözünmesi sonucu kesif H2S yayımına neden olduğu yapılan
incelemeyle tespit olunmuş ve şebeke hatalı kaplama nedeniyle iptal
edilmiştir.



Kaplamalarda Kullanılan Malzemeler



Metalik kaplamalar : Demiri kaplamak için
kullanılan metallerin başında çinko gelir. Daha sonra nikel, kalay,
kadmiyum, kurşun ve alüminyum kullanılır.



Organik kaplamalar : Asfaltik boyalar, maden kömürü zifti, epoksi resin boyaları, klorlanmış sert plastik, polietilen kullanılır.



İnorganik kaplamalar : Asit, baz gibi kimyasal
maddelerin taşınmasında inorganik enamel kaplamalar uygundur.
Genellikle feldspat, kaolin, boraks, soda ve litarj karışımı kullanılır.



Enamal kaplamalar mükemmel kaplama özelliği vermelerine karşın, mekanik
çarpmalarına ve sıcaklık değişmelerine karşı dayanıksızdır ve çabuk
kırılabilir.



3. Kullanma Sularında Korozyonun İnhibitörle Önlenmesi



Kullanma sularında metallerin korozyonunun kontrolü zordur. Çünkü suya
ancak bazı toksik olmayan maddeler, küçük dozlarda ilave edilebilir.



Avrupa'da bazı belediye dağıtım sistemlerinde korozyon önleyiciler
kullanılmaktadır. Korozif sulara tatbik edildikleri zaman metalin
yüzeyinde çözünmeyen çinko sülfat filmi teşekkül ederek koruma temin
edilir.



Bu şekilde metaller bol havalı yumuşak atmosfer sularından çok fazla çözünmüş madde içeren çeşitli sulara karşı korunabilirler.

İnhibitör (önleyici) bileşimleri : 3 mol çinko sülfat, 2 mol sülfamik
asit ve 2 mol mono sodyum ortofosfattan meydana gelen karışım önleyici
olarak iyi neticeler vermiştir.



3 ZnSO4 + 2 HNH2SO3 + 2 NaH2PO4 à Zn3(PO4)2+ 2NaNH2SO3+ 3H2SO4

484,32 194,20 240,0 386,10 238,18 294,12



Aşağıdaki karışım 50 Ib (22679.59 gr) 1 milyon gal.(3,7.106 litre) suya ilave edildiğinde 1,2 ppm çinko dozajı elde edilir.



ZnSO4.H2O 27,65 lb 12541,81 gr

HNH2SO3 10,00 lb 4335,92 gr

NaH2PO4 12,35 lb 5601,86 gr

------------- -----------------

50,00 lb 22679,59 gr



Önleyici çözeltinin fiziksel karakteristikleri :



Renk Renksiz

Baume 45.2 (20 °C)

pH 1,0 (20 °C)



İnhibitör dozajı :

Korozif suya başlangıçta 2 - 3 ppm çinko tatbik edilmelidir. Dağıtım sisteminin muhtelif noktalarına bu dozaj tatbik edilir.



Her yerde bu konsantrasyona ulaşıldığı an dozaj devamlı 1 ppm temin
edilecek şekilde indirilir. Dağıtım sistemini pasifleştirmek için
başlangıç dozajı verildikten sonra geçecek zaman 3 hafta olarak
hesaplanmıştır.



Bazı yüksek alkali sularda kalsiyum karbonatın çökmesini önlemek için
0,5 - 1,0 ppm sodyum hexameta fosfat ilavesi gerekebilir. Kalsiyum
karbonat çökmesi çinko fosfat tabakasının koruyucu özelliklerini
zayıflatır ve korozyon önleyici tesirini bozar. Emniyet : Kaliforniya
eyaleti Sağlık Bakanlığı kullanma suları için çinko dozajını 2 ppm veya
daha küçük kabul etmiştir. Long Beach (California) şehri dağıtım
sisteminde iki senelik tatbikattan sonra 1 ppm dozajın mide, barsak ve
diğer suyla ilgili hastalıklara yol açmadığı görülmüştür.(1970)



06. Kalsiyum Karbonat Birikimi ile Korozyon Kontrolü



Kalsiyum karbonat çöktürülmesi ile korozyon kontrolü pratikte
kullanılan çok yaygın bir metoddur. Koruyucu CaCO3 tabakasının
oluşturulması için gerekli hesaplar, kaplama tekniği ve uygulama zor
değildir. Korozyon kontrol problemleri Caldwell-Lawrence diyagramları
kullanılarak çözümlenebilir. Ham suyun durum, tip, koruma için gerekli
kimyasal madde miktarı ve boruda birikecek CaCO3 miktarı diyagramlardan
bulunabilir.



Kimyasal Reaksiyonlar : Bu reaksiyonlar sistemindeki ana bileşenler su,
karbondioksit, karbonik asit, hidrojen iyonu, hidroksit, bikarbonat ve
kalsiyumdur. Bazı şartlarda Ca ve CO3 arasındaki reaksiyon sonucu CaCO3
çökebilir.



Ca++ + CO3à CaCO3



Çökme Ca ve karbonat konsantrasyonları çözünürlük çarpımını aştığı anda
olur. Koruyucu sular olarak isimlendirilen sular da CaCO3 çökerek
koruyucu bir film tabakası oluşturur. Başka bir deyimle bir suyun bir
tabaka oluşturabilmesi için (Ca)(CO3) değerinin çözünürlük çarpımı
değerinden fazla olması gerekmektedir. Aksi halde çökme olmaz. CaCO3
değerinin doygunluğun altında olduğu hallerde su koruyuculuk özelliği
göstermez ve bu sularda genellikle korozyon hızlıdır.



(Ca)(CO3) değerinin çözünürlük çarpımına eşit olduğu hallerde su
doygundur. Bu doygunluğu sağlayan bilgileri aşağıdaki gibi
özetleyebiliriz.



1. Suyun doygunluğunun tespiti

2. Elde edilecek aşırı doygunluk derecesinin seçimi

3. Kullanılacak kimyasal maddelerin tiplerinin ve şartlarının seçimi

4. Arzu edilen aşırı doygunluğu sağlayacak miktarda kimyasal madde katılması

5. Çökme ile oluşacak CaCO3 miktarının tayini

Bu faktörlerin tayininde kullanılan teori ve matematiksel işlemler
oldukça kompleks olmakla beraber Caldwell ve Lawrence in ortaya koyduğu
diyagramlar bu işe çok basit çözüm yolu getirmiştir.



Borudan geçen suyun özellikleri : Metalik korozyon elektro kimyasal bir
reaksiyon olup metal ve metalin temasta bulunduğu suların meydana
getirdiği elektrik akımı neticesi oluşur. Metal ve suyun temasta
bulunduğu yüzeyde oluşturulacak film tabakası yoğun kopmaz ve düzgün
bir şekilde oluşturulmuş olmalıdır. Aşırı doymuş suda aşağıdaki
özellikler yerine geldiğinde böyle bir film tabakası oluşabilir.



1. Su CaCO3 ile aşırı doymuş olmalıdır. Bu aşırı doygunluk sınırı 4 -
10 mg / lt CaCO3, yani teorik çökme potansiyeli 4 - 10 mg / lt
olmalıdır.

2. Kalsiyum ve alkalinite değerlerinin her biri en az 40 mg / lt
(CaCO3) veya ekonomik ise daha fazla olmalıdır. Her iki değerin
yaklaşık eşit konsantrasyonlarda olması gerekir.

3. Alkalinite / klorür + sülfat oranı en az 5 : 1 olmalıdır.(Bütün konsantrasyonlar mg / lt CaCO3 olarak)

4. pH 6,8 - 7,3 aralığında olmalıdır.

5. Su hızı 0,6 m / s den fazla olmalıdır.



Bu şartlardan bazıları ortak olarak (karşılıklı) hariç bırakılabilir,
birisi diğerinin hesabına alınabilir. 1, 2 veya 3 şartlarının en
önemlisi olduğuna ve korunması gerektiğine inanmışlardır. Pratik olarak
4 şartı tasfiye edilmemiş suyun başlangıçtaki kalsiyum ve alkalinitesi
yüksek olduğuna korunabilir. Ekonomik nedenlerle tasfiye sırasında
düşük Ca ve düşük alkaliniteli suların pH ı 8,0 veya daha büyük
yapılır. Bu pH larda meydana gelen CaCO3 filmi daha az koruyucudur.
Fazla pH değerinden kaçınılmalıdır.



07. Caldwell - Lawkence Diyagramları



Caldwell-Lawrence diyagramları CaCO3 dengesi ile ilgili problemlerin
çözümünde kullanılır. Diyagramda gösterilen bütün konsantrasyonlar
çözülebilir bileşenleri gösterir. Her diyagram verilen sıcaklık ve
toplam çözünmüş madde içindir. Örneğin 25 °C ve 40 mg / lt toplam
çözünmüş maddeye ait diyagramdan alınan sonuçlar diğer şartlar için
geçerli değildir. Bununla birlikte pratik olarak incelenen suyun
bulunduğu şartlar diyagramdakine yakınsa kullanılabilirler. Bütün
sıcaklık ve toplam çözünmüş madde ikilisi için diyagram yapmak pratik
olmadığından bazı kabuller yapılarak diyagramlar kullanılmalıdır. 2, 5,
15 ve 25 °C sıcaklık ve onlara bağlı 40, 400 ve 1200 mg / lt toplam
çözünmüş madde için diyagramlar verilmiştir.

Caldwell - Lawrence diyagramlarında (yukarıda) kalsiyum, alkalinite ve
pH değerleri vardır. Diyagram karışık görünmesine rağmen kullanılması
kolaydır. Diyagramdaki bazı terimler aşağıdaki şekilde tanımlanabilir.
Konsantrasyon : mg / lt CaCO3 olarak veya mg / lt CaCO3 . Aksi
söylenmedikçe bütün miktarlar mg / lt CaCO3 olarak verilir. Bu şekilde
uygunluk sağlanır. İkisi de CaCO3 mg / lt olarak verilmiş olan bir
madde diğer bir mg / lt olan bir madde ile tamamen reaksiyona girer. Bu
şekilde her sefer kimyasal eşitlik ve reaksiyonun düşünülmesine gerek
kalmaz. Örneğin 25 mg / lt Ca hidroksit CaCO3 olarak, 25 mg / lt HCO3
la CaCO3 olarak veya 25 mg / lt CO2 ve 25 mg / lt CO3, CaCO3 olarak
reaksiyona girer. pH : Sıcaklık düzeltmeli pH metreden okunur.



Toplam çözünmüş madde : C-L diyagramlarında eğrilerin şekillerini
etkiler. Toplam çözünmüş madde, suyun tam analizi yapılarak hesap
edilir. Bazen numune kuruluğa kadar buharlaştırılıp kalıntı ağırlığı
alınır. Burada toplam çözünmüş maddeler CaCO3 olarak verilmeyip mg / lt
olarak verilmiştir.



Sıcaklık : Sıcaklık eğrilerin şekline çok fazla etki eder. Bu nedenle
hesap yapılacak suyun sıcaklığı ile kullanılan diyagramdaki sıcaklık
arasında birkaç dereceden fazla olmamalıdır.

C = (F - 32) : 1,8

C : Centigrad derecesi

F : Fahrenheit derecesi

Alkalinite : Alkalinite asidi nötralize etme kapasitesidir. Metil
oranjla pH 4,5 a yakın suyu kuvvetli asitle titre ederek bulunur.



Alk = HCO3 + CO3 + OH + H + ... (3)



Bu eşitlikteki miktarlar kalsiyum karbonat olarak mg litre verilmiştir.
Alkelinite önemli bir su kalite parametresidir. Kimyasal katma veya
çökme sonucu alkalinitedeki değişmeler basit olarak şu şekilde
hesaplanabilin :



Alk son = Alk Başlangıç + Alk Katma � Alk Çökme (4)



Kimyasal katma ve çökme sonucu alkalinitedeki değişimler aşağıdaki örnekte verilmiştir.



ÖRNEK 1 : Başlangıç alkalinitesi 15 mg / lt olan su 30 mg / lt sodyum
karbonatla muameleden sonra 5 mg / lt CaCO3 çökelmesi yapmıştır.
Çözeltinin alkalinitesi nedir? (Toplam çözünmüş maddeden başka hepsinde
CaCO3 olarak mg / lt kullanılmıştır)



1. Alk Başlangıç = 15 mg / lt



2. Alk Katma = 30 mg / lt , 3 eşitliği katılan CO3 kadar alkalinitenin
arttığını göstermektedir. Na2CO3 şeklinde 30 mg / lt CO3 katılmıştır.
Bu nedenle alkalinitede 30 mg / lt artar.



3. Alk Çözelme = 5 mg / lt Çözeltiden 5 mg / lt CaCO3 ayrılmıştır. 3 eşitliğine göre alkalinlte aynı miktarda azalır.



4. 4 eşitliğinden Alk Son = 15 + 30 � 5 = 40 mg / lt



Alkalinitenin ikinci bir özelliği sıcaklığa bağlı olmamasıdır. Verilen
bir sıcaklıkta ölçülen alkalinite, suyun sıcaklığı düşürüldüğünde veya
yükseldiğinde CaCO3 çökmesi olmadığı zaman değişmez. Böylece ,
laboratuvar sıcaklığında bulunan alkalinite numunenin alındığı nehrin
sıcaklığında bulunan alkalinite ile aynıdır. Bununla birlikte ısınma
sırasında CaCO3 çökerse 3 ve 4 eşitliğindeki gibi alkalinite değişir.



ÖRNEK 2 : Nehirden alınmış suyun sıcaklığı 2 °C, alkalinite analizi
yapılacak Laboratuvar sıcaklığı 25 °C ise ve ısınma sırasında

CaCO3 çökmesi olmuyorsa, alkalinite 25 mg / lt bulunmuşsa, suyun 2 °C deki alkalinitesi 25 mg / lt dir.



Asitlik = C-L diyagramında asitlik düşey eksenlere işaretlenmiştir.
Asitlik suyun bazikliğini nötralleştirme kapasitesi olarak ölçülür.



Asitlik : CO2 + H2CO3 + HCO3 + H-OH ------ (5)



bütün miktarlar CaCO3 olarak mg / lt dir. Asitlik pozitif olduğu gibi
negatif de olabilir. Sıfır işaretli yerin üstünde değerler pozitif,
altındakiler negatiftir. Asitlik alkalinite gibi sıcaklıkla değişmez.
Ancak ısıtma ve soğutma sırasında atmosferle CO2 alışverişi olmaması
gerekir. Başlangıç eşitliği, katılan kimyasal madde ve çöken madde
miktarları bilindiğinde 6 eşitliğinden son asitlik hesaplanabilir :



Asitlik Son = Asitlik Başlangıç + Asitlik Katılan - Asitlik Çökme



Bundan başka CaCO3 çökmesi veya çözünmesi sırasında da asitlik
değişmez. Bu özellik C-L diyagramlarında CaCO3 ve çözünmesinin
izlenmesini kolaylaştırır. Örnek 3 de kimyasal katma ve çökme ile
eşitlikte olan değişim verilmiştir.



ÖRNEK 3 : Kireç katılmış numunenin eşitliği 200 mg / lt dir. 60 mg / lt
CO2 katılmasıyla 45 mg / lt CaCO3 çökme olmaktadır. Son asitlik ne olur
?



1. Asitlik Başlangıç = 200 (Verilmiş)



2. Asitlik Katılmış = 60 mg / lt CO2 : 5 eşitliği asitliğin katılan CO2 kadar arttığını gösterir.



3. Asitlik Çökmüş = O, CO3 , CaCO3 la çökmüştür, fakat 5 eşitliğinde CO3 terimi olmadığından asitlik çökmesi yoktur.



4. 6 eşitliğinden, Asitlik Son = - 200 + 60 - 0 = - 140 mg / lt
pratikte titrasyon sonunun tayini zor olduğundan asitlik çoğu kez
ölçülmez. Bununla birlikte alkalinite ve pH bilindiğinde asitlik
hesaplanabilir. C - L diyagramlarından suyun asitlisini bulmak için
ölçülen pH ve alkalinite değerlerinin kesişme noktasından yatay bir
çizgi çizilir, dikey (asit) eksenini kestiği nokta alınır. Yatay eksen,
C2 : Yatay eksen C2 aşağıdaki gibi tarif edilmiştir :



C2 = Alk - Ca = HCO3 + CO3 + - H - Ca ........ (7)



CaCO3 çökelmesi ve çözünmesi sırasında CO3 ve Ca aynı miktarda değişir.
C2 değişmez. Bu şekilde CaCO3 çökme ve çözünmesi CL diyagramlarından
kolayca bulunabilir, çünkü dikey olarak sabit C2 çizgisi üstünde
hareket ederler. Herhangi bir suyun C2 değerini bulmak için suyun
kalsiyum ve alkalinitesinin kesim noktasından dikey çizilir. Yatay C2
eksenindeki kesim noktası alınır.



Yön Vektörleri ve pH-Mg nomografi : Suyun yumuşatılma hesaplarında
yukarıdaki sekilin üst köşesindeki yön vektörleri ve sol alt köşedeki
pH - Mg nomografi kullanılır. Korozyon kontrol problemlerinde
kullanılmaz.



08. C - L Diyagramlarının Kullanılması



Referans olarak yukarıdaki şekil kullanılarak bazı korozyon kontrol
problemleri çözülebilir. Suyun doygunluk hali ölçülmüş kalsiyum
alkalinite ve pH değerinden bulunur. Eğer eğriler bir noktada
kesişiyorlarsa su tam doygundur.



1. Sıcaklık : 15 °C

2. Toplam çözünmüş madde : 96 mg / lt

3. pH : 8,6

4. Kalsiyum : 70 mg / lt

5. Alkalinite : 37 mg / lt



15 °C sıcaklık için birçok diyagram vardır. Örneğin toplam çözünmüş madde 40 mg / lt ve 400 mg / lt için diyagramlar vardır.



96 mg / lt , 40 mg / lt ye yakın olduğundan pratikte bu diyagram
kullanılmalıdır. 40 mg / lt ve 400 mg / lt diyagramları kullanılarak
interpolasyonla daha doğru sonuç alınabilir.



25 °C ve toplam çözünmüş madde (40 mg / lt) diyagramları kullanılarak
pH 8,6 , Ca 70 ve alkalinite 37 işaretlenir. Üç çizgi de tek bir nokta,
A noktasında kesişmektedir. Böylece su tam doygundur. Aşırı doygun veya
doygun olmayan sularda ise çizgiler bir noktada kesişmez, fakat bir
zarf şekli meydana getirirler.



ÖRNEK 5 : Aşağıda verilmiş suyun saturasyon durumunun bulunması,

1. Sıcaklık : 15 °C

2. Toplam çözünmüş madde :115 mg / lt

3. pH : 9,5

4. Ca : 28 mg / lt

5. Alkalinite : 70 mg / lt



15 °C ve 40 mg / lt toplam çözünmüş madde için yukarıdaki şekilde 4
örneğinde olduğu gibi kalsiyum, alkalinite ve pH çizgileri işaretlenir.
Sonra kesim noktaları birleştirilir. Bu su için nokta yerine BCD zarfı
oluşmuştur. Onun için su doygun değildir, fakat doygunluk altında veya
üstündedir. Bunu söylemek için aşağıdaki kural kullanılır. Eğer ölçülen
kalsiyum değeri pH ve alkalinite çizgilerinin kesişmesinden bulunandan
daha büyükse su doygunluğun üstündedir, eğer daha küçükse doygun
değildir.



Bu örnekte, ölçülmüş kalsiyum değeri ( 28 mg / lt ), alkalinite ve pH
çizgilerinin kalsiyum çizgisini kestiği (6 mg / lt) yi aştığı için
doygunluk üstündedir. Çökme yaparak koruyucu CaCO3 tabakası
oluşturulabilir.



Bu sudan teorik olarak ne kadar CaCO3 çökelir? Çökme sırasında,
doygunluğun üstündeki su (aşırı doygun) kolaylıkla tutabileceğinden
fazla olan Ca ve CO3 iyonlarını çökeltir. Bu noktadan sonra artık CaCO3
çökmesi olmaz. Aşırı doygun sudaki kalsiyum değeri ile doygun haldeki
kalsiyum değeri arasındaki fark çökebilecek maksimum CaCO3 ı verir.
Hesabı tamamlamak için C- L diyagramında doygunluk haldeki kalsiyum
değeri bulunmalıdır.



Doygunluk hali bulunurken aşağıdaki faktörler kullanılır.

1. Asitlik CaCO3 çökmesi sırasında değişmemelidir.

2. C2 , CaCO3, çökmesi sırasında değişmemelidir.



ÖRNEK 6 : Örnek 5 deki suyun asiditesi pH ve alkalinite çizgilerinin
kesiminde 56 mg / lt bulunmuştur.(Şekil de C noktası) C2 değeri 42 mg /
lt ve asidite değerleri çökme sırasında değişmemiştir. Bu şekilde
doygun su da başlangıçtakinin aynıdır. Asitlik ve C2 nin kesim noktası
E doygun suyu gösterir.(Ca 17 , Alk 59 , pH 9,01) Diyagramdaki E
noktasından bu doğrudan okunabilir. Aşırı doygun suda kalsiyum değeri
(28 mg / lt) ile doygun suyun kalsiyum değeri (17 mg / lt) arasındaki
fark çökebilecek maksimum CaCO3 (11 mg / lt) verir. Aynı miktar
alkalinite ve kalsiyum çökmesi gerektiğine göre başlangıç alkalinitesi
(70 mg / lt) ve doygun su alkalinitesi (59 mg / lt) arasındaki fark da
çöken CaCO3 a eşittir. (11 mg / lt) Bu şekilde çöken kalsiyum ve çöken
alkalinitenin eşit ligi çalışmanın doğruluğunun kontrolü için
kullanılabilir.



09. Katodik Koruma



Katodik koruma ilk kez 1824 yılında Humphry Davy�nin bulduğu
elektrokimyanın ilk mühendislik uygulamasıdır. Bu yöntemin ana
prensibi, herhangi bir elektrolit içindeki bir metal yapının korunması
gerekli bölümlerinin yapay olarak katot haline getirilmesidir.



Buraya kadar anlatılanlara göre borulardaki suyun yarattığı dahili
korozyonun kontrolü için, aşağıdaki metotlardan uygulamaya gidilerek
yapıla bilinir.



a. Oksijenin uzaklaştırılması

b. Serbest karbon dioksitin uzaklaştırılması

c. Koruyucu bir tabaka ile kaplamak

d. İç kısımları boya gibi pasif koruyucu ile kaplamak

e. Biyokimyasal faaliyeti önlemek için bilhassa dağıtım sisteminin ölçü uçlarında klorlama yapmak.



Suyun, korozif olup olmadığı Langeller Denge İndeksi Metodu ile tespit
edilebilir. Bunun için sudaki Ca, CO3, HCO3 iyonlarının miktarı ile pH
değerinin bilinmesi gereklidir.(Bk karbondioksit)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http:///www.refleksforum.com
 
Su Kimyası Korozyonu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Metallerin Korozyonu Nasıldır?
» Korozyonu Oluşturan Etkenler
» Çevre Kimyası Ozon
» Tekstil Kimyası Sorular-Cevaplar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Kimya-
Buraya geçin: