BETON
Tanımı:
Beton, çimento, su, agrega ve kimyasal veya mineral katkı maddelerinin
homojen olarak karıştırılmasından oluşan, başlangıçta plastik kıvamda
olup, şekil verilebilen, zamanla katılaşıp sertleşerek mukavemet
kazanan bir yapı malzemesidir.
Betonun mutlak hacmini %70 oranında agrega (kum, çakıl, mıcır), %10
oranında çimento, % 20 oranında su oluşturur. Gerektiğinde, çimento
ağırlığının %5'sinden fazla olmamak kaydıyla, katkı malzemesi ilave
edilebilir.
Betonu günümüzün en yaygın taşıyıcı yapı malzemesi yapan özellikleri şöyle sıralamak mümkündür :
- Ucuzluğu,
- Bilgisayar kontrollü santrallar, transmikserler, pompalar... vb. ile
üretim, taşıma ve yerleştirme aşamalarında büyük gelişmelerin sağlanmış
olması,
- Şekil verilebilme kolaylığı,
- Çelik donatı ile (betonarme) çekme mukavemetinin yetersizliğinin dengelenmesi
- Yüksek basınç dayanımlarına ulaşılması
- Fiziksel ve kimyasal dış etkilere karşı dayanıklılığı (uzun ömür, bakım kolaylığı),
- Hafif agrega ile hafifletilmesi, pigmentlerle renklendirilmesi
Hazır Betonun Tarihçesi:
Hazır beton, dünyada ilk kez yüzyıl başında (1903) Almanya'da ortaya
çıkmış, sonraki birkaç yıl içersinde de ABD'de görülmeye başlamıştır;
1914 yılında , Stephan Setephanian adında, Ermeni asıllı bir Türkiye
göçmeni tarafından beton taşıma amaçlı "transmikser" aracının
geliştirilmesi, hazır beton endüstrisinin Amerika'daki yaygınlığını
artırmış, özellikle savaş yıllarından sonra , bazıları bugün de
faaliyette olan pek çok hazır beton firması kurulmuştur. İzleyen
yıllarda hazır betonun yapıların temel inşaat malzemesi olarak
benimsenip, yaygınlaşmaya başlaması uzun sürmemiş, kısa zamanda pek çok
ülkede hazır beton üretilip, kullanılır olmuştur. Özellikle 20.Yüzyılın
ikinci yarısıyla birlikte hız kazanan kentleşme ve altyapı çalışmaları,
hazır beton ve beton ürünlerinin daha çok üretilip, yaygınlaşmasını
sağlamış, dolayısıyla bu alanda pek çok teknolojik gelişme
kaydedilmiştir.
Betonun Bileşenleri:
Betonu oluşturan hammaddeler çimento, su, agrega (kum, çakıl, kırma
taş), kimyasal katkılar ve mineral katkılardır. Kimyasal katkılarla
(akışkanlaştırıcı, priz geciktirici, geçirimsizlik sağlayıcı,
antifriz,... ) mineral katkılar (taş unu, tras, yüksek fırın cürufu,
uçucu kül, silis dumanı,... ) betonun performansını istediğimiz yönde
iyileştiren çağdaş teknoloji unsurlarıdır. Çimentoyla suyun
karışımından oluşan çimento hamuru zamanla katılaşıp sertleşerek agrega
tanelerini (kum, çakıl, kırmataş) bağlar, yapıştırır, böylece betonun
mukavemet kazanmasına imkan verir.
Dolayısıyla betonun mukavemeti,
- Çimento hamurunun mukavemetine
- Agrega tanelerinin mukavemetine
- Agrega taneleri ile çimento hamuru arasındaki yapışmanın gücüne (aderans) bağlıdır.
Çimento:
Çimento, ana hammaddeleri kalkerle kil olan ve mineral parçalarını
(kum, çakıl, tuğla,briket ..vs) yapıştırmada kullanılan bir malzemedir.
Çimentonun bu yapıştırma özelliğini yerine getirebilmesi için mutlaka
suya ihtiyaç vardır. Çimento, su ile reaksiyona girerek sertleşen bir
bağlayıcıdır. Kırılmış kalker, kil ve gerekiyorsa demir cevheri ve /
veya kum katılarak öğütülüp toz haline getirilir. Bu malzeme
1400-1500°C'de döner fırınlarda pişirilir. Meydana gelen ürüne
"klinker" denir. Daha sonra klinkere bir miktar alçı taşı eklenip
(%4-5) oranında, çok ince toz halinde öğütülerek Portland Çimentosu
elde edilir.
Katkılı çimento üretiminde; klinker ve alçı taşı dışında, çimento
tipine göre tek veya birkaçı bir arada olmak üzere tras, yüksek fırın
cürufu, uçucu kül, silis dumanı vb. katılır. Çimento birçok beton
karışımında hacimce en küçük yeri işgal eden bileşendir; ancak beton
bileşenleri içinde en önemlisidir. En çok kullanılan çimento tipleri
Portland Kompoze Çimento, Katkılı Çimento, Cüruflu Çimento ve Sülfata
Dayanıklı Çimento'dur, bunun dışında özel amaçlar için Beyaz Portland
Çimentosu, ve diğer bazı tip çimentolar kullanılmaktadır.
Normal betonda agrega taneleri en sağlam unsur olduğundan diğer iki
unsur (çimento hamuru ve aderans) mukavemeti belirlemektedir. Çimento
hamurunun mukavemeti önemli ölçüde su/çimento oranına da bağlıdır.
Agrega:
Beton üretiminde kullanılan kum, çakıl, kırmataş gibi malzemelerin
genel adı agregadır. Beton içinde hacimsel olarak %60-75 civarında yer
işgal eden agrega önemli bir bileşendir. Agregalar tane boyutlarına
göre ince (kum, kırma kum.. gibi) ve kaba (çakıl kırmataş... gibi)
agregalar olarak ikiye ayrılır. Agregalarda aranan en önemli özellikler
şunlardır:
Sert, dayanıklı ve boşluksuz olmaları,
Zayıf taneler içermemeleri (deniz kabuğu, odun, kömür... gibi)
Basınca ve aşınmaya mukavemetli olmaları,
Toz, toprak ve betona zarar verebilecek maddeler içermemeleri,
Yassı ve uzun taneler içermemeleri,
Çimentoyla zararlı reaksiyona girmemeleridir.
Agreganın kirli (kil, silt, mil, toz,...) olması aderansı olumsuz
etkilemekte, ayrıca bu küçük taneler su ihtiyacını da arttırmaktadır.
Beton agregalarında elek analizi, yassılık, özgül ağırlık ve su emme
gibi deneyler uygun aralıklarla yapılarak kalite sürekliliği takip
edilmelidir. Betonda kullanılacak agregalar TS 706'ya uygun olmalıdır.
Beton Karışım Suyu:
Beton üretiminde kullanılan karışım suyunun iki önemli işlevi vardır:
- Kuru haldeki çimento ve agregayı plastik, işlenebilir bir kütle haline getirmek.
- Çimento ile kimyasal reaksiyon yaparak plastik kütlenin sertleşmesini sağlamak.
Kıvam m3'e giren su miktarına bağlıdır. Hatırlanacağı üzere beton
mukavemeti su/çimento oranına bağlıdır. İşte bu sebeple şantiyeye
teslimi yapılan taze betona daha fazla kıvam kazandırmak amacıyla
fazladan su katmak betonun mukavemetini yok eder. Genel olarak
içilebilir nitelik taşıyan bütün sular betonda kullanıma uygundur.
Ancak, betonda kullanılacak suyun içilebilir özellikte olması şart
değildir. Bir takım ön deneyler yapılmak kaydıyla, içilemeyen sularla
gayet kaliteli beton üretilebilinir.
Bununla birlikte karışım suyu içinde bulunabilecek tuz, asit, yağ,
şeker, lağım ve endüstriyel atıklar gibi bazı maddeler betonda
istenmeyen etkiler yaratabilir. Karışım suyunun analizlerle
belirlenmesi ve kalitesinin belli aralıklarla denetlenmesi şarttır.
Betonun bünyesinde çimento ile reaksiyona girmeyen fazla suyun
bıraktığı boşluklar yalnız dayanımı düşürmekle kalmamaktadır.
Boşluklardan içeri giren zararlı unsurlar (klor, sülfat vb. zararlı
etkenler) beton ve donatıya zarar vermekte ve betonun ömrünü
kısaltmaktadır.
Katkılar:
Betonun özelliklerini geliştirmek üzere üretim sırasında veya dökümden
önce transmiksere az miktarda ilave edilen maddelere katkı adı verilir.
Katkı maddelerini kökenine göre kimyasal ve mineral katkılar olarak
ikiye ayırmak mümkündür:
Kimyasal Katkılar:
Kimyasal katkıların belli çeşitleri aşağıda sıralanmıştır.
- Su Azaltıcılar (Akışkanlaştırıcılar)
Betonda aynı kıvamın veya işlenebilirliğin daha az su ile elde
edilmesini sağlarlar. Taze betonda kullanılan su miktarı azaldıkça
betonun dayanımı artar. Azalttığı su miktarı ile orantılı olarak normal
ve süper olarak ayrılırlar.
- Priz Geciktiriciler
Taze betonun katılaşmaya başlama süresini uzatırlar. Uzun mesafeye
taşınan betonlar veya sıcak hava dökümleri için yararlıdırlar.
- Priz Hızlandırıcılar
Priz geciktiricilerin aksine, bu katkılar betonun katılaşma süresini
kısaltırlar. Bazı uygulamalarda, erken kalıp almada ve soğuk hava
dökümlerinde don olayı başlamadan betonun katılaşmış olmasını sağlamak
için kullanılırlar.
- Antifrizler
Suyun donmasını zorlaştırır ve don neticesi çimentonun mukavemet
kazanmasındaki aksamaya engel olurlar. Bu katkıların betondaki miktarı
hava sıcaklığına göre ayarlanabilir.
- Hava Sürükleyici Katkılar
Beton içinde çok küçük boyutlu ve eşit dağılan hava kabarcıkları
oluşturarak betonun geçirimsizliğini ve dona karşı direncini ve
işlenebilirliğini artırır.
- Su Geçirimsizlik Katkıları
Sınırlı miktarda hava sürükleyen katkılardır ancak yerine yerleşmiş
betonun su sızdırmazlığının sağlanması uygun yerleştirme tekniğinin iyi
bir şekilde yapılmasına bağlıdır.
Bazı betonlarda birden fazla katkı türü birlikte kullanılabilir. Ancak
bu katkıların birbirlerinin etkilerini bozmadıkları denenmelidir.
Kimyasal katkılar, yukarıda bahsedilen etkilerinden dolayı bütün inşaat
sektöründe betonun ayrılmaz parçası olmuştur.
Mineral Katkılar:
Çimento gibi öğütülmüş toz halde silolarda depolanan cüruf , uçucu kül
, silis dumanı, taş unu... vb. çeşitli maddelere 'Mineral Katkı' adı
verilir. Mineral katkılar tek başına iken çimento gibi bağlayıcılık
özelliği taşımazlar fakat birlikte kullanıldıklarında çimentoya benzer
görev yaparlar, dolayısıyla çimento ekonomisi sağlarlar. Mineral
katkılardan yüksek dayanımlı beton üretiminde de yararlanılır.
BETONDA ARANAN ÖZELLİKLER
Bu özellikleri iki grupta sınıflandırmak mümkündür:
Taze Betonda:
- İşlenebilme özelliği, uygun kıvam
- Taze betonun sıcaklığı
- Agrega maksimum tane büyüklüğü
- Homojenlik, kıvam kaybı, hava miktarı, birim ağırlık
Sertleşmiş Betonda:
- Dayanım (basınç, çekme, eğilme, yarılma mukavemetleri)
- Dış etkenlere karşı dayanıklılık (geçirimsizlik, aşınmaya dayanıklılık)
- Donma ve çözülmeye dayanıklılık
- Hafiflik veya ağırlık
- Isı, ses yalıtımı ve estetik (Brüt betonda dış görünüş)
- Ekonomi
Hazır Beton Nedir - Nasıl Üretilir ?
Bilgisayar kontrolüyle istenilen oranlarda biraraya getirilen
malzemelerin, beton santralında veya mikserde karıştırılmasıyla
üretilen ve tüketiciye 'taze beton' olarak teslim edilen betona ' Hazır
Beton' denir.
Hazır betonu, şantiyede elle ya da betoniyerle karıştırılarak
hazırlanan betondan ayıran temel unsur, hazır betonun modern
tesislerde, bilgisayar kontrolüyle üretilmesidir. Hazır beton
kullanıcısının hazır betonda arayacağı nitelikler TS 11222'de yer
almaktadır.
Hazır beton üretiminin su ölçme ve karıştırma işlemlerinin santralda
veya transmikserde yapılmasına göre iki farklı şekli bulunmaktadır :
Kuru Sistem
Yaş Sistem
Kuru karışımlı hazır beton, agrega ve çimentosu beton santralinde
ölçülüp santralde veya transmikserde karıştırılan, suyu ve varsa
kimyasal katkısı ise teslim yerinde ölçülüp karıştırılarak ilave edilen
hazır betondur. Kuru karışımlı hazır betonda şantiyede karışıma verilen
su miktarına (formülde öngörülenden daha fazla olmamasına) ve
karıştırma süresine (homojen bir karışım için yeterli süre) özel itina
gösterilmesi gerekmektedir.
Yaş karışımlı hazır beton, su dahil tüm bileşenleri beton santralinde ölçülen ve karıştırılan hazır betondur.
Hazır Beton Santralı
Hazır beton bileşenlerinin stoklanıp, kontrol altında karıştırılarak,
hazır beton üretiminin gerçekleştirildiği ve transmikserlere dolumun
yapıldığı tesislere "beton santrali" denir. Beton santralleri karışım
şekillerine göre "yaş ve kuru karışım" olmak üzere ikiye, depolama
şekillerine göre de "bunkerli" ve "yıldız tip" olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır.
Yıldız tip santralde, santralin önünde yıldız şeklinde bir stoklama
alanı vardır ve kova vasıtasıyla agregalar arkadaki karıştırma kazanına
aktarılır. Bunkerli santralde ise agrega ve kumlar santralin önündeki
bunkerlerde stok edilip, bantlı bir sistem ile karıştırma kazanına
taşınır.
Üretim Süreci
Önce, hazır betonun üretiminde kullanılacak, doğru seçilmiş
malzemelerin (çimento, agrega, su, katkı) kalitelerini ve birbirlerine
uyumunu incelemek için laboratuvar deneyleri yapılır. Bu deneylerden
geçen malzemelerde zamanla olumsuz değişiklikler meydana gelmesinin
önlenmesi için sürekli kalite denetimi yapılmalıdır.
Hazır betonun üretim süreci, santral operatörünün üretilecek betonu
tanımlayan formülün numarasını belirleyip, bilgisayar sistemini
işletmesiyle başlar. İlk komuttan sonra, ayrı bölmelerde stoklanmış
bulunan agrega, çimento ve su aynı anda tartılır. Daha sonra tartılmış
agrega bant veya kovayla taşınarak mikser kazanına aktarılır. Bu sırada
çimento, su ve formülde varsa kimyasal katkı maddesi de kazana
aktarılır ve karıştırılır.
Bir harman betonun hacmi santraldan santrala değişmekle birlikte,
genellikle 1 - 3 m3 'tür. Santralda karışma süresi de harman hacmiyle
orantılı olarak standartlar tarafından belirlenmiştir. TS 11222 Beton -
Hazır Beton Standardı'na göre, 1 m3 ve altındaki harmanlar için
karıştırma süresi en az 45 saniye, ek her 0.5 m3 için ek 15 saniyedir.
(Ancak, yaş karışım türü üretimde taşıma sırasında, mikser içinde de
karışım olduğu dikkate alınarak, bu süre yarıya kadar azaltılabilir.)
Yeterince karıştırılmış olan harman, transmiksere boşaltılır, dolum
tamamlanıncaya kadar aynı işlem devam eder.
Beton Sınıfları
- Basınç Dayanım Sınıfları:
Betonun basınç mukavemeti standart kür koşullarında saklanmış (20 °C
±2°C kirece doygun su içerisinde), 28 günlük silindir (15 cm çap, 30 cm
yükseklik) veya küp (15 cm kenarlı) numuneler üzerinde ölçülür.
Hazır betonda basınç dayanımı sınıfları, karşılığı silindir ve küp mukavemetleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. (TS 11222)
Basınç Dayanımı Sınıfı
F ck, silindir ( N/mm2 )
f ck, küp ( N/mm2 )
C 14
14
16
C 16
16
20
C 18
18
22
C 20
20
25
C 25
25
30
C 30
30
37
C 35
35
45
C 40
40
50
C 45
45
55
C 50
50
60
C 55
55
67
C 60
60
75
C 70
70
85
C 80
80
95
C 90
90
105
C 100
100
115
- Kıvam Sınıfları
Betonun işlenebilme özelliği kıvamı ile tayin edilebilmektedir. Kıvam,
betonun kullanım yerine (kalıp geometrisi, demir sıklığı, eğim), betonu
yerleştirme, sıkıştırma, mastarlama imkanlarına ve işçiliğine,
şantiyede beton iletim imkanlarına (pompa, kova) bağlı olarak özenle
seçilmesi gereken bir özelliktir. Hazır Beton Standardı TS 11222 de 5
kıvam bulunmaktadır. K1, K2, K3, K4 ve K5 sembolleri ile tanımlanan bu
kıvamlar çökme (slump) konisi deneyi ile ölçülmektedir.
Hazır betonda şantiye teslimi kıvam, taşıma süresi ve beton sıcaklığına
bağlıdır. Taşıma süresi kıvamı etkilemekte, süre uzadıkça ve hava
sıcaklığı yükseldikçe santraldan şantiyeye kıvam kaybı artmaktadır. Bu
kıvam kaybının betona su verilerek dengelenmesi mukavemeti
düşürmektedir.
Kıvam Sınıfı
Çökme (mm)
K1
0 £ çökme<50
K2
50 £ çökme<100
K3
100 £ çökme<160
K4
160 £ çökme<220
K5
220 £ çökme
Slump (Çökme) Deneyi yapılırken ;
Slump hunisi düz bir zemine konur.
Standart slump hunisi üç eşit kademede doldurulup, her kademede 25 kez standart şişleme çubuğuyla şişlenir.
Huni tamamen dolunca üst yüzeyi mala ile düzlenir.
Huni yavaşça yukarı doğru kaldırılır; bu sırada taze beton kendi ağırlığıyla çöker.
Şişleme çubuğu huninin üzerine konur ve çöken betonun üst seviyesinden
çubuğun altına kadar olan mesafe ölçülür. Bu uzunluk, tazebetonun çökme
(slump) değeri olarak adlandırılır.
Beton yerleştirme işlemi sırasında vibratör kullanılması kaçınılmazdır.
"Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönelmelik" de vibratör
kullanmadan beton dökümü işlemini yasaklamıştır. Şişleme, tokmaklama
v.b. elle sıkıştırma usulleri, yalnızca vibratör kullanımıyla beraber,
yardımcı usuller olarak kullanılabilir.
Betonu Taşınması Sırasında Kıvam Kaybının Muhtemel Nedenleri:
Betonun yalancı priz yapması. Bunun önüne karıştırma işlemine devam edilerek geçilebilir.
Uzun taşıma mesafeleri. Yol boyunca beton priz almaya başlayabilir.Karışım suyu da buharlaşabilir.
Dökümden önce aşırı karıştırma süresi
Sıcak hava şartları
Özellikle bina sektöründe beton işçiliğinde bilinç ve eğitim düzeyi
düşük olduğundan taşıma, yerleştirme ve mastarlama işlemlerinin
kolaylığı açısından 18 - 22 cm çökmeli, çok akıcı kıvamlı beton
kullanma, bu amaçla da şantiyede hazır betona su verme eğilimi çok
yüksektir. Bu eğilimin mukavemet düşürücü zararlı sonucunu yok etmek
için Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu bir karar alarak
üyelerine şantiye teslimi beton kıvamını K4 düzeyinde (çökme >16 cm)
tutmalarını tavsiye etmiş, bunu yaparken su/çimento oranına
(dolayısıyla mukavemete) dikkatlerini çekmeyi de ihmal etmemiştir. Bu
konuda bilgilenen ve bilinçlenen müşteriler K4 kıvamlı beton sipariş
vermektedir.
- Agrega En Büyük (Maksimum) Dane Büyüklüğü Sınıfları
Beton içinde kullanılacak en iri agrega tane büyüklüğünün kalıp en dar
boyutu, döşeme derinliği, pas payı, en sık donatı aralığı gibi
unsurlarla uyumlu biçimde, TS 500 de belirtilen şekilde seçilmesi
gerekir.
Piyasada yaygın biçimde kullanılan hazır beton "2 No Agregalı "olandır.
Çok sık donatılı veya ince kesitli elemanlarda bazı bilinçli
müşteriler" 1 No Agregalı " hazır beton siparişi vermektedir.
En Büyük Agraga Tane Büyüklüğü Sınıfı
Dmax. (mm)
D1 (1 No.lu)
12
D2 (2 No.lu)
22
D3 (3 No.lu)
32
D4 (4 No.lu)
64
Betonun Diğer Özellikleri
Taze Beton Sıcaklığı
Hazır Beton standardına uygun olarak şantiyeye teslim edilen taze hazır beton sıcaklığının +5 °C'den az olmaması gerekmektedir.
Birim Ağırlık
Hazır beton üreticisinin beyan ettiği değere göre birim ağırlığa¸ ±%2
tolerans getirilmiştir. Örneğin beyan edilen değer 2350 kg/m3 ise 2350
x 0.02=47 kg/m3 bulunur. Dolayısıyla tolerans sınırları 2350±47 kg/m3
olmaktadır.
Birim ağırlık yoluyla metraj sorunları çözümlenebilmekte, transmikser
boş ve dolu tartılarak beton ağırlığı ve hacmi belirlenebilmektedir.
Hazır Betonun Dökümü:
Betonun ürün nitelikleri korunarak, müşterinin şantiyesine
transmikserle teslim edildikten sonra, pompa veya diğer araç gereçle
istenilen noktadaki kalıba yerleştirilmesi işlemine "beton dökümü"
denir. Beton dökümünden yüksek verim elde edilmesi için bazı noktalara
dikkat edilmesi gerekir.
Dökümden Önce Dikkat Edilecek Noktalar:
Kalıpların sağlam ve sızdırmaz olduğunu; temizliğini, yağlanıp yağlanmadığını, yüzeylerinin uygun olup olmadığını kontrol edin.
Donatıların gereğince döşenip, kontrolünün yapılıp yapılmadığına bakın.
- Yeterli miktarda ve uygun boşaltma aracınız olup olmadığını; betonu
işlemek için uygun sayı ve nitelikte eleman ve araç-gereç bulunup
bulunmadığını kontrol edin. (Yeni Deprem Yönetmeliği'ne göre, vibratör
kullanımı zorunlu hale gelmiştir.)
- Taze betonun bakımı için gerekli önlemleri alın. (Su hortumları, örtüler vb)
- Pompa ve transmikserlerin çalışma alanlarının hazırlanıp hazırlanmadığına bakın.
- Yer betonu dökülecekse, zemin döküme uygun hale getirilmiş mi, kontrol edin.
Betonun Dökümü ve Yerleştirilmesi Sırasında Dikkat Edilecek Noktalar:
Betonun yerleştirilmesi pompalı ve pompasız olarak ikiye ayrılmaktadır.
Yerleştirme yöntemi betonun kıvamını etkiler. Pompalanacak betonun,
mikserden direkt kalıba dökülen betona kıyasla daha akıcı ve kolay
işlenebilir olması aranır. İçine beton yerleştirilecek kalıbın ve
yerleştirme işçiliğinin sertleşmiş beton kalitesi üzerine hem mukavemet
hem de görünüş açısından önemli etkileri vardır:
- Kalıbın cinsi (ahşap, çelik, tünel gibi)
- Kalıp yüzeyinin kalitesi
- Kalıp yağı kullanılması
- Yerleştirme esnasında vibratör kullanımı gibi faktörler beton kalitesi ile doğrudan bağlantılıdır.
Şantiyede en çok karşılaşılan sorun, betonun rahat yerleştirilip,
mastarlama yapılamamasından dolayı döküm yerine gelen betona fazladan
su eklenmesidir. Bu, beton mukavemetini düşürür. Bu sorun, uygun
kıvamda beton siparişi, akışkanlaştırıcı kimyasal katkıların
kullanılması ve özellikle de şantiyede vibratör kullanımı ile
giderilebilir.
Beton yerleştirilirken:
Beton mümkün olduğunca yerleştirileceği yere veya yakın bir bölgesine
dökülmelidir. Betonu belirli bir bölgeye yığıp, kürekle yerine
yerleştirmeden kaçınılmalıdır.
- Beton homojen tabakalar halinde yerleştirilmelidir. Yerleştirme
esnasında büyük yığınların ve eğimli tabakaların oluşturulmasına engel
olunmalıdır.
- Beton kalıba 1.5 m den daha yüksekten dökülmemelidir.
- Betonun yerleştirme ve sıkıştırma hızları uyum içinde olmalıdır.
- Gecikme ve duraklamalara meydan verilmemeli, bunun sonucu
oluşabilecek soğuk derzlere imkan verilmemelidir. Bu tür uygulamalarda
muhtemel hava kabarcıklarına karşı kalıp yağlanmalıdır.
Transmikser ile Dökümler:
Transmikserin kapalı alana girmesi gerekiyorsa aracın gireceği yerin
yüksekliği tesise bildirilmelidir. Transmikser altı boş bir döşemeye
veya bozuk bir zemine çıkarılıyorsa 30 ton civarında toplam yük ve
dingil başına 11 ila 13 ton yük olduğu varsayılarak zeminin kayma ve
çökme tehlikesi dikkate alınmalıdır.
Pompalı Dökümler:
İnşaata yaklaşım mesafesi, yatay ve düşey döküm erişim mesafeleri;
inşaat, zemin ve pompa cinsine göre değişkendir. Pompanın kurulacağı
zeminin altından geçen boru hattı veya üzeri kapatılmış boşluklar
bildirilmelidir. Aynı şekilde yüksek gerilim hatları bildirilmelidir.
Kolon betonlarında, pompa uç hortumu kalıp içine mümkün olduğu kadar
sokulmalıdır; perde betonlarında, beton kalıp yüzeyine
çaptırılmamalıdır. Betonun hızını keserek, ayrışma ve kalıp
deformasyonuna engel olunmalıdır. Pompa uç hortumunu tutan elemanların
bom altında durmamasına dikkat edilmelidir.
Soğuk Havada Beton Dökümü:
Beton dökümü esnasında hava sıcaklığının +5 °C 'den düşük olması
halinde, kaliteli beton elde edebilmek için yapım, döküm ve bakım
işlerinde bir takım önlemlerin alınması gerekir.
Taze betonda priz esnasındaki donma tehlikelidir. Priz öncesinde ve
sert leşme sonrası donmanın etkileri nispeten azdır. Taze betonun
döküldüğü ortamın sıcaklığının düşmesi, priz süresini uzatır, kalıp
alım süresi uzar, betonun mukavemeti düşer, agrega parçalanmaları
görülebilir. Soğuk havalarda betonu korumada izlenecek yol, başlangıçta
beton ısısının belirli bir değerden aşağı düşmesini önlemektir. Taze
betonun döküldüğü ortamın sıcaklığı bir gün içinde +5 °C 'nin altına
düşerse 48 saat süreyle, bir günden fazla +5 °C 'nin altına düşerse, 72
saat süreyle don etkisinden korunmalıdır. Türk standartları betonun
basınç mukavemetinin 50 kgf/cm2'ye erişmesinden sonra don sebebi ile
zarar görmeyeceğini kabul eder. Bu süre iyi bir beton için +10 °C
sıcaklıkta 3 gündür.
Sıcak Havada Beton Dökümü:
Beton dökümü için en olumsuz ortam, aşırı sıcak, kuru ve rüzgarlı
havalardır. Yeni yerleştirilmiş taze betonda, hızlı buharlaşma sonucu
aşırı su kaybı olur. Bunun sonucunda çökme kaybı, priz hızlanması, hava
boşlukları ve yüzeyde plastik rötre çatlakları meydana gelir. Bu da
betonun dayanıklılığını olumsuz yönde etkiler. Beton dökerken hava
sıcaklığının 30°C'den fazla olması beton için önlemler alınmasını
gerektirir.
Alınacak Önlemler
- Taze betonun sıcaklığı, rüzgarın hızı, bağıl nem ve ortam sıcaklığı denetlenmelidir.
- Çimento, su ve agregalar olabildiğince soğuk olmalıdır. Agrega
gölgede stoklanmalı, karışım suyu beyaza boyanmış tanklarda
tutulmalıdır.
- Agregalar periyodik olarak ıslatılmalı ama agregalarda farklı nem oranlarının oluşmamasına dikkat edilmelidir.
- Düşük çimento dozu ve hidratasyon ısısı düşük çimentolar tercih edilmelidir.
- Döküm yerine ulaşan beton bekletilmeden yerleştirilmeli ve vibrasyon
kısa sürede tamamlanmalıdır. Dökümün gecikmesi halinde priz geciktirici
kimyasal katkılar kullanılmalıdır. Gece beton dökümü tercih edilmelidir.
- Döküm esnasında taban ve kalıplara su püskürtülmesi beton
karışımındaki suyun emilmemesi açısından faydalıdır. Böylece betonla
temas edecek yüzeylerin sıcaklığını düşürerek nem miktarını artırmak
mümkündür.
- Beton yerleştirildikten hemen sonra ilk mastarlama yapılır; daha
sonra bir insan betonun üzerine çıktığında 1-2 mm derinlikte iz
kalınca, ikinci mastarlama işlemi yapılır.
- Dökümden sonra ilk yarım saatten başlayarak 72 saat boyunca su kürü
uygulanmalı, buharlaşma ve su kaybına karşı yüzeyler su geçirmez
örtüler ile rüzgara karşı da rüzgar koruyucularla örtülmelidir.
- Normal betonarme yapılarda kür süresi yaz aylarında en az üç gün olmalı, yüzey sürekli nemli tutulmalıdır.
- Güneş ve rüzgarın doğrudan etkisine karşı korumak için açıkta kalan
beton yüzeyler, ıslak çuval ve plastik örtü gibi malzemelerle
örtülmelidir. Özellikle döşeme ve saha betonlarının "Curing compound"
adı verilen bakım maddeleri ile kaplanıp, buharlaşmanın geciktirilmesi
yararlıdır.
Kalite Garantisi:
Hazır betonu ihtiyacınıza uygun olarak sipariş vermeniz ve teslim
alırken gerekli kontrolleri yapmanız zorunludur, size kalitesini ölçme
imkanı verir, ancak yeterli değildir zira size kaliteyi garanti etmez.
Kalitesizlik riskini en alt düzeye indirmek, muhtemel sorunlardan
kurtulmak için işin başında doğru hazır betoncuyu seçmekte yarar vardır.
Ürünün Üretim Kalitesini Belirleyen Ana Unsurlar:
- Malzemelerin, hammaddelerin kalitesi, ekipman ve makine teçhizatın kalitesi,
- İnsan kalitesi. (bilgi, beceri, motivasyon, yönetim... )
Bu nedenle, hazır beton alınacak firmayı seçmeden önce aday firmaların
ziyaret edilerek, TSE standartlarına uygunluk, imalata yeterlilik,
laboratuvar yeterlilik belgeleri sorulmalı, Türkiye Hazır Beton
Birliği'ne üye olup olmadığı ve tesisin THBB' nin Kalite Güvence Sistem
kontrolü altında bulunup bulunmadığı öğrenilmelidir.
Bunlarla birlikte hazır beton üreten tesislerin
- Santral malzemeleri,
- Laboratuvar - teknik birikim,
- Üretim - taşıma - pompalama kapasitesi,
- Referanslar,
- Fiyat ve ödeme koşulları vb. konular açısından incelenmesinde yarar vardır.
Üretim, taşıma, pompalama miktarları, laboratuvar imkanları, hammadde
konusunda tetkiklerin yapılmış olması, raporların varlıkları,
geçerlilik süreleri firma seçimi sırasında gözönünde bulundurulmalıdır.
Kalite garantisi ve istikrarı açısından hazır beton firmasının çağdaş
bir kalite güvence sistemine sahip olması (ISO 9001 veya 9002, Türkiye
Hazır Beton Birliği Kalite Güvence Sistemi Belgesi, TSE Belgesi...) bir
tercih nedeni olmalıdır. Bunlarla birlikte ürünlerin istatistik
yöntemlerle izleniyor olması, mukavemeti raporlama imkanları önemlidir.
Betonun bakımı ve kürü:
Yerine yerleştirilen betonun dayanımının zaman içinde gelişimi,
bünyesindeki çimentonun su ile yapacağı hidratasyon reaksiyonlarının
sürekliliği ile mümkündür. Hidratasyon olayının normal bir şekilde
gelişmesini engelleyen saklama koşulları ile ilgili faktörler havanın
sıcaklık ve nem derecesi ile rüzgarlı olmasıdır. Hava sıcaklığının
düşük olması hidratasyonu yavaşlatacak, buna bağlı olarak da beton
yavaş dayanım kazanacaktır. Şayet havanın sıcaklığı fazla ise bu
durumda da buharlaşma olacak ve hidratasyon için gerekli su miktarında
azalma olacaktır. Havanın rüzgarlı olması da buharlaşmayı
arttıracaktır. Bu durumda buharlaşmanın önlenmesi, ancak betona yeterli
bir rutubet kaynağı sağlamakla mümkün olacaktır. Şayet betonda bu gibi
etkiler sonucu oluşan su kaybı önlenemez ise, ani kurumadan dolayı
betonda büzülme olacak ve çatlaklar meydana gelecektir.
Karışım suyunu belirli bir süre betonun bünyesinde tutabilmek için
genelde iki yöntem uygulanmaktadır. Birincisi betonu sık sık ve devamlı
sulama, ıslak çuvallarla örtme, buhar verme, kum, nemli toprak veya
saman sererek sürekli ıslatmak gibi önlemlerdir. İkincisi ise mastarı
biter bitmez beton yüzeyini piyasadan hazır olarak temin edilebilecek
sıvı kür maddeleri ile kaplamaktır. Bu maddeler, püskürtme yoluyla veya
fırça ile beton yüzeyine uygulanırlar ve yüzeyde geçirimsiz bir tabaka
oluşturarak beton karışım suyunun kaybolmasına engel olurlar.
Soğuk havalarda, gerek don etkisine karşı gerekse kalıp alma süresini
kısaltmak için betonu, bir çadır altında ve içerisinde gerekli ısıyı
sağlamak için ateş yakarak, sıcak hava veya buhar üfleyerek veya
benzeri ısıtma yöntemlerini kullanarak muhafaza etmek gerekir. Ortaya
çıkacak CO (karbonmonoksit) gazı için gerekli önlemler alınmalıdır.
Sıcak veya soğuk havada beton dökerken dikkat edilecek hususlarda daha ayrıntılı bilgi için TS 1248'e başvurulabilir.
Beton ve Çevre:
Endüstrinin her kolunda olduğu gibi, hazır beton üretimi ve taşınması
sırasında da, doğal ve kentsel çevreyle doğrudan bir etkileşim söz
konusudur. Bu etkileşim, hazır beton tesisinin kuruluş aşamasından,
üretilen ürün ve hizmetin son kullanım noktasına aktarılmasına kadar
devam eder.
"Beton" sözcüğünün çevre açısından olumsuz bir takım çağrışımlara
kaynaklık ettiği doğrudur, ancak unutmamak gerekir ki, zararlı olan
beton değil, plansız yapılaşma ve yanlış uygulamalardır.
Hazır beton sektöründe, son derece işlevsel bir "çevre yönetimi"
mekanizması bulunmakta, bu konudaki kurallara dikkat edildiğinde, hazır
beton üretiminin çevreye olan etkisi yok denecek kadar az olmaktadır.
Hazır betonun, üretilmesinden itibaren en çok 2 saat içersinde
kullanılması gereken bir hızlı tüketim malzemesi olduğu düşünülürse, bu
malzemenin üretileceği tesislerin de, kentlerin ve betona ihtiyaç
duyulacak diğer birimlerin fazla uzağında olamayacağı gerçeği ortaya
çıkar.
Bu noktada önemli olan, taşıma sorumlusundan, tesis sorumlusuna kadar
her kademedeki görevlinin, çevre konusunda eğitilerek,
bilinçlendirilmesidir. Tesisin, atıkları yoluyla kurulu olduğu alanın
doğal çevresine, üretim ve taşıma işlemleri yoluyla da kent çevresine
zarar vermesi bu sayede en aza indirgenecek ve çevreyle her anlamda
uyumlu bir endüstriyel süreç işleyecektir.
Taşıma ve Teslimde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Beton santralından, özel olarak tasarlanmış transmikser aracına
aktarılarak taşıması yapılan hazır betonun, en kısa zamanda alıcıya
ulaştırılması ve kullanılması gerekir. Betonun taşınmasına ilişkin yol
ve süre belirlemeleri önceden, hataya yer bırakmayacak kesinlikte
yapılmalıdır, çünkü üretimle kullanım arasındaki sürenin uzaması,
betonun niteliğini olumsuz yönde etkiler.
Bu noktada, transmikser operatörünün rolü önemlidir; transmikseri
kullanan kişi, aracın ve yükün tüm özelliklerini bilerek, buna uygun
hareket etmenin yanısıra, doğal ve kentsel çevrenin sağlığı konusunda
da duyarlı olmalı, bu konuda eğitilmelidir. Yüksek tonajlı ve dikkatli
kullanılması gereken bu aracın sürücüsü, trafik kurallarına uygun
davranmalı ve önceden belirlenen yol güzergahları konusunda dikkatli
olmalıdır.
Pek çok transmikserde, aracın arkasından yola beton artıklarının
dökülmesini engelleyen "ekolojik kapak" bulunmakla birlikte, hazır
beton üreticileri transmikser alımlarında tercihlerini bu doğrultuda
yapmalıdır. Ekolojik kapak bulunmayan araçlara, kapak taktırılmalıdır.
Transmikser sürücüsü bu konuda da son derece dikkatli olmalı, yolları
ve diğer kent alanlarını kirletmemeye özen göstermelidir. Özellikle boş
transmikserin santraldaki özel yıkama yerleri dışında, örneğin yol
kenarlarında temizlenmemesi kuralına riayet edilmelidir.
Hazır betonun tesliminde, transmikser operatörüyle birlikte görev alan
beton pompası operatörü de aynı şekilde trafik ve çevre güvenliği
kurallarına uygun davranmalı, şantiye alanı ve çevresinin artıklarla
kirlenmemesine dikkat etmelidir.
Ayrıca, tesis dışındaki tüm araçlar temiz tutulup, bakımlı bir görüntü
sağlanmalıdır. Düzenli bakımla, araçların iyi çalışması ve gürültü
düzeyi ile egzos yayımının kabul edilebilir limitler içinde kalması
sağlanmalı, herhangi bir yakıt veya yağ sızması hemen giderilip,
sızıntı temizllenmelidir.
Hazır Beton Üretimi ve Çevre:
Hazır beton üretiminin çevreye olan etkisi sanıldığından çok daha
azdır; özellikle de şantiyelerde, standartlara aykırılık ve çevre
kirliliği pahasına üretilmeye çalışılan elle dökme betonlarla
karşılaştırıldığında.
Bununla birlikte, çevre yönetimine ilişkin kurallara uyulmadığı
takdirde, her endüstriyel üretim süreci gibi, hazır beton üretiminin de
çevreye olumsuz etkide bulunabilecek birtakım unsurları söz konusudur.
Hazır beton tesisinin, bulunduğu doğal ve kentsel çevreyle kuracağı
uyum, muhtemel olumsuz etkilerini de en aza indirecektir. Bunun yolu
da, kuşkusuz akılcı planlama ve sürekli eğitimden geçmektedir.
Tesis Tasarımı ve Çevre:
Doğru tasarlanarak kurulmuş bir hazır beton tesisinde, çevresel
önlemlerin hepsi düşünülmelidir. Bu önlemler, gürültü, vibrasyon, hava
kirliliği, atıkların yokedilmesi ve genel çevre düzenlemelerini
kapsamaktadır. Ek olarak, atıksu azaltımı ve deşarj edilen atıksu
kalitesinin kontrolü yapılmalıdır. Çözümlerin tesis yaşı, boyutları ve
coğrafi konumu gözönünde bulundurularak, ekonomik ve pratik açıdan
uygulanabilir olmasına dikkat edilmelidir.
Türkiye'deki hazır beton sektörü, hızlı bir gelişim ve yaygınlaşma
süreci yaşamakta, buna paralel olarak doğal ve kentsel çevreye yönelik
etkilerin değerlendirilmesi giderek daha sık gündeme gelmektedir.
Hazır beton endüstrisinin çevreyle olan etkileşimi, tesis tasarımı,
üretim süreci ve taşıma olarak özetlenebilecek üç ana bölümde
değerlendirilebilir. Bu üç unsuru kapsayan işlevsel bir çevre yönetimi
mekanizması uygulandığında, hazır beton üretiminin çevre için
doğuracağı muhtemel olumsuz etkiler de en aza indirilmiş olacaktır.
Çevresel etki değerlendirmesi yapılırken, tesisin konumu, yeri ve yaşı
da gözönüne alınmalı, kullanılan teknoloji ve yöntemlerin tesise her
açıdan uygulanabilir nitelikte olmasına dikkat edilmelidir.
Avrupa ülkelerinde uygulanmakta olan çevreye ilişkin standart ve
yönetmelikler, giderek ülkemizde de yerleşmekte, Avrupa Hazır Beton
Birliği'nin (Ermco) aktif bir üyesi olan Türkiye Hazır Beton Birliği,
diğer konularda olduğu gibi, çevre konusundaki yenilik ve gelişmelerin
de zamanında ülkemize aktarılmasını hedeflemektedir.
Temiz Hava İçin Beton:
Japonya'da yapılan araştırmalar, taşıtlardan çıkan egzos dumanlarındaki
zararlı maddelerin yeni geliştirilen bir beton yolla etkisiz hale
getirilebildiğini ortaya koydu.
Buna göre, beton yol yüzeyinde bulunan titanyum oksit güneş ışınlarının
etkisiyle katalitik bir reaksiyona girerek, çevresindeki havada bulunan
nitrojen oksiti temizliyor. Bu etkileşim sürecinde açığa çıkan nitrik
asit ise yağmur suyu ile temizlenebiliyor.
Laboratuvar araştırmalarının sonuçları, beton yol yapımında
kullanılmaya başlanan yeni bileşenlerin havadaki nitrojen oksiti % 80
oranında ortadan kaldırılabileceğini ortaya koymakta.
Beton Diğer Yapı Malzemelerine Oranla Çevreyi Daha Az Etkiler:
Avrupa Beton Birlikleri Çevre Konseyi'nin (ECCO) bir araştırmasına
göre, beton için hammadde çıkarılmasının çevreye olan etkisi, ağaç ya
da çelik yapı malzemelerine oranla daha az. Çimento fabrikaları, doğal
hammaddeleri sanayi atık yan ürünleri ile karıştırarak üretim yapmakta,
ihtiyaç fazlası sertleşmiş beton ise öğütülerek agrega yerine
kullanılmaktadır. Buna göre; hammadde çıkarımıyla tahrip olan
toprakların büyüklüğü ve önceki haline dönüş süresiyle, çevreye olan
etkinin derecesine göre, her malzeme için bir etki endeksi
belirlenmiştir.
Malzeme
Etki Endeksi
Ahşap
2.50 - 3.25
Çelik
2.25
Beton
1.0 - 1.50