Cengiz Han Destanı
On üçüncü yüz yıl ortalarına doğru teşekkül etmeğe başlamıştır. En eski Oğuz ve
Uygur soyuna ait bir kısım destanımsı söylentilerin, daha sonra diğer Türk
Boyları arasında anlatılıp genişlemesi ve bunlara yapılan ilaveler, bilinen
Cengiz Han Destanının esasını teşkil etmektedir.
Daha doğrusu Cengiz Han Destanı, aslı bu söylentiler olan ve sonradan Cengiz
Han' ın şahsiyeti ve adı etrafında toplanıp geliştirilen yakıştırma bir destan
görünüşündedir.
Cengiz Han Destanını anlatan eserler, Cengizname adını taşır. Tıpkı Oğuz Han
Destanını anlatan eserlere Oğuzname denildiği gibi. Moğol, Türk ve İslami
motifleri işleyişleri bakımından Cengiz Han Destanı üç ayrı rivayet halindedir.
Türk rivayetlerinin işlediği bütün motifler, daha önce de belirttiğimiz gibi
eski Türk Destanlarının motiflerine benzer. İslami rivayetiyle Cengiz Han
Destanı, bir İslam mücahidin destanı gibidir. Moğol rivayetinde ise Cengiz Han'
ı bir Moğol bahadırı olarak görürüz.
Cengiz Han, baba tarafından Oğuz Han' a dayanmaktadır; ana soyundan da Altın
Han' a varmaktadır. Altın HaN Akdeniz' de, Malta' da hüküm sürmektedir. Çok
güzel bir kızı vardır. Altın Han, dillere destan olan bu çok güzel kızını, güneş
yüzü görmeyen, hiç bir yanından iç tarafına hiç bir ışık sızdırmayan bie saraya
kapatıp gözlerden ırak tutmaktadır. Günlerden bir gün, bütün dikkatlere rağmen
gün ışığı Altın Han' ın güzel kızını bulur. Kızın, bu gün ışığından bir çocuğu
olacağını anlayan Altın Han utancını ve yüz karasını kimseye göstermemek için
kızını, kırk cariye ile birlikte bir gemiye koyar denize salar.
Gemiye, denizde bir kahraman rastlar. Bu kahramanın adı Tumavi Mergendir. Altın
Han' ın kızını görür görmez beğenir, alır. Kızın bir oğlu olur. Adını Dobun
Bayan koyarlar.
Altın Han' ın kızının, tumavi Mergen' den de çocukları olur. Bunları da,
Bilgidey ve Büdenedey diye çağırırlar.
Dobun Bayan büyür, evlenecek çağa gelir; evlendirirler. Alanguva adında bir
güzel kız alırlar. Dobun Bayan' ın, Alanguva' dan üç oğlu olur. Bundan sonra
Dobun Bayan ölür.
Dobun Bayan' ın ölümünden bir müddet sonra, Onun bir nur halinde yeniden dünyaya
döndüğü anlaşılır. Bu nur halinde dönüşten sonra, yine Alanguvan' ın kocası
olmuştur ve Alanguva bir erkek çocuk daha doğurmuştur. Bu çocuğun adını Cengiz
koyarlar.
Cengiz doğunca, ruhu nur halinde dünyaya dönmüş olan dobun Bayan, kurt halinde
dünyayı bir daha terkeder.
Fakat, en çok kardeşleri, Cengiz' in hem nurdan doğmuş olduğuna hem de kendi
kardeşleri olduğuna bir türlü inanmak istemezler. Kardeşlerine türlü eziyetler
ederler. Fakat halk ötekilerden çok Cengiz' i sevmektedir.
Bir gün Cengiz kardeşlerinden kurtulmak için kaçar, dağda yaşamağa başlar. Türk
boyları, aralarında temsilciler seçerek cengiz' e gönderirler ve yaşamakta
olduğu dağda Cengiz' i bulup kendilerine Han seçerler.
Cengiz Han, bütün ömrünü yurduna ve milletine verir; çalışıp didinir, dünyanın
en büyük ve en sağlam devletlerinden birini kurar. Sonunda bu devleti çocukları
arasında taksim ederek ölür.
Cengiz Han Destanının İslami rivayeti:
Bu rivayete göre Cengiz' in bir adı da Timuçin' dir. Doğacağını çok önceden
kahinler haber vermişlerdir. Doğduğu zaman da , babası, Tatar Hanlarından
Timuçin' i mağlup etmiştir. Bu yüzden doğan oğlunun adını Çimuçin (Timuçin)
koyar.
Tıpkı Davut Peygamber gibi Timuçin de on yedi yaşına kadar çobanlık yapıp, dağda
bayırda sürüsünü otlatır. Babası ölünce de, halk, Timuçin' in kendilerine Han
olmasını isterler. Zaten Timuçin' in Han olarak seçilmesini Tanrı da
buyurmuştur.
Eyliyalardan Abız gelerek Timuçin' e Cengiz adını vermiş ve bütün dünyayı
fethedip efendisi olacağını muştulamıştır. Bu sırada bir kuş ötmeğe başlamış ve
öterken: "Cengiz!.. Cengiz!.." diye haykırmıştır.
Bunun üzerine Hanlığı kabul eden Cengiz evliyanın dediklerini doğrulamıştır.
KAYNAK:Türk Destanları
M.Necati Sepetçioğlu