|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kara Avcılığı Hukuku

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Uyus_Sweeti
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Uyus_Sweeti


Ruh Hali : Kara Avcılığı Hukuku Deli10
Mesaj Sayısı : 392
Rep Puanı : 11970
Teşekkür Aldı : 11
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli
Lakap Lakap : Hacı

Kara Avcılığı Hukuku Empty
MesajKonu: Kara Avcılığı Hukuku   Kara Avcılığı Hukuku EmptyC.tesi Ekim 31, 2009 1:58 pm

YENİ YASA - 1


Yeni Kara Avcılığı Yasası, önceki yaz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde
01.07.2003 gününde görüşülerek kabul edildi. Resmi Gazetede 11.07.2003
gününde yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece ülke avcılığımız yetkin,
çağdaş bir yasaya kavuşmuş oldu.
Tarihçe: Türkiye’de kara avcılığı konusunda yasalaştırma hareketlerinin öyküsünü kısaca anlatmak isterim.
Önce Osmanlı Devleti zamanında 1882 yılında kara ve su ürünleri
avcılığını düzenleyen bir tüzük (1927 tarihli Zabıtai Saydiye
Nizamnamesi = Avcılık Kolluğu Tüzüğü) çıkarılmıştı. Bu, sonradan
yapılan kimi değişikliklerle 1937 yılına dek yürürlükte kaldı. O
tarihte Bolu milletvekili İsmail Hakkı Uzmay, kimi Batı Ülkelerinin
ilgili yasalarını inceleyip kendi gerçeklerimizi de göz önüne alarak
hazırladığını belirttiği 73 maddelik bir Kara Avcılığı Yasa Tasarısını
Meclis başkanlığına sundu. Mecliste tasarı görüşülürken birçok
değişiklik yapıldı. Madde sayısı otuza düşürüldü. Böyle benimsenip
yürürlüğe girdi. Bu Yasa, 1937 yılından 2003 yılına dek yani 66 yıl
yürürlükte kaldı. Çok uzun bir zaman dilimi bu. Çünkü başlarda yetkin
(mükemmel) görünmesine karşın aradan 15 yıl geçmeden yetersizliği
anlaşılmıştı. Daha 1952 yılında yeni bir taslak hazırlama çalışmalarına
başlandı. Hazırlanan tasarı 1956 yılında Meclise sunuldu. Ama Meclisten
geçmedi. On yıl sonra, 1966 yılında kara avcılığımızın sorunlarının
görüşülüp çözümlerinin kararlaştırılması için Birinci Türkiye Kara
Avcılığı Danışma Toplantısı yapıldı. Burada alınan kararlar
doğrultusunda sonradan 58 maddelik bir taslak hazırlanmış, Bakanlar
Kurulunca 1967 yılında tasarı olarak o zamanki Millet Meclisi
başkanlığına sunulmuştur. Fakat bu da yasama organından geçememiştir.
Kadük kaldı deniliyordu. Sonraki yıllarda o tasarı değiştirilip daha da
geliştirilerek 62 maddelik yeni bir tasarı durumunda 1973 yılında İzmir
milletvekili Cemal Tarcan ve bir bölüm arkadaşınca aynı başkanlığa
sunulmuştur. Ve bundan da olumlu bir sonuç alınamamış, görüşülüp kabul
edilmemiştir. Yıllardır hep yeni bir yasa beklentisi olan birçok avcıda
artık umut yitimi oluşmuştu.
1979 yılına gelindiğinde o yılın Nisan ayında Ankara’da yurdun avcı ve
öteki ilgili kuruluşları, üniversiteler ve ilgili kamu kurumlarının
temsilcilerinden oluşan Türkiye Kara Avcılığı İkinci Danışma Toplantısı
yapılmıştır. Yine burada alınan kararlar ışığında yeni bir yasa taslağı
daha hazırlandı. 1983 yılında Danışma Meclisi üyesi Muhsin Zekai Bayer
ve 19 arkadaşınca bu Meclis başkanlığına 59 maddelik yeni bir tasarı
olarak sunuldu. Danışma Meclisi bu tasarıyı görüşmeye aldı. Kendince
kimi değişiklikler yaptı. Örneğin bu ve önceki tasarılarda avcı
kuruluşları ile ilgili düzenlemeler vardı. Şimdiki gibi birbirinden
kopuk durumdaki av dernekleri bir çatı altında toplanmak, böylece güç
duruma getirilmek isteniyordu. İşte Danışma Meclisi, son tasarıyı
görüşürken avcı dernekleriyle ilgili bölümleri de metinden çıkardı.
Tasarı orada sonuçta oylanıp kabul edildi. Ancak bu, Milli Güvenlik
Konseyinin onayıyla yürürlüğe girebilecekti. Bunu bekliyorduk. Uzun bir
zamanı gerektirmeyen bir işlemdi onama. Ancak ne olduysa oldu,
onanmayıp beklemeye bırakıldı. Bir süre sonra ülkede olağanüstü
yönetimden olağan yönetime geçilecek, böylece Konseyin görevi de sona
erecekti. Bekletme, o güne dek sürdürüldü ve böylece onanmadığı için de
yasa, ölü doğmuş oldu. Bu, sanırım Yasanın çıkarlarına dokunduğu kimi
çevrenin isteği üzerine bilerek ve istenerek yapılmıştı. Yıllardır hep
yeni bir yasa beklentisinde olan avcılara ve eskimiş, yetersiz
durumdaki o Eski Yasayı uygulama zorunda olan uygulayıcılara daha bir
20 yıl beklemek düşüyordu. Şimdi yürürlükte bulunan Yeni Yasanın
taslağı ise yine Orman Bakanlığı’nca ilgili uzmanlarca hazırlanmıştır.
Edindiğim bilgilere göre bu yapılırken Batı ülkelerinin kara avcılığı
yasaları iyi bir incelemeden geçirilerek taraf olduğumuz yabanıl
yaşamla ilgili uluslar arası sözleşmeler ve ülkemizin koşulları ile
uzun yıllardan beri uygulamaların ortaya koyduğu gerçekler de göz önüne
alınarak iyi bir çalışmayla ortaya konulmuştur.
Yeni Kara Avcılığı Yasası incelendiğinde ilk iki maddesinde kendi
amaçlarını ve kapsamını açıkladığı, birçok tanımlar yaptığı görülür.
Konusu ne olursa olsun, eski yasalarda bunlar yapılmadı. 1937 tarihli
Kara Avcılığı Yasasında da yoktu. Zamanımızda ise öteden beri yalnızca
yasalarda değil, tüzük ve yönetmeliklerde bile bu yapılmaktadır.
Yararlı ve çağdaş bir yöntemdir bu. Bu yöntem, onların uygulamasında
uygulayıcılara yardımcı da olabilmektedir. Bunlara burada kısaca
değinmeyi gerekli gördüm.
Yasanın Güttüğü Amaçlar: Yasanın sürdürülebilir av ve yaban yaşamı yönetimi için öngördüğü amaçlar şunlardır:

a- Koruma: Av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam ortamlarıyla birlikte korunmaları birincil amaç olarak gösterilmiştir.
Yasa yalnız av hayvanlarının değil, bunların dışında kalan öteki yaban
hayvanlarının ayrıca bütün bu hayvanların içinde bulundukları doğal
yaşam ortamlarının da korunmasını amaçlamıştır. Yinelemek isterim. Av
hayvanları korunacaktır. Bunların dışındaki yaban hayvanları
korunacaktır. Bütün bunların içinde yaşadıkları doğal ortam da
korunacaktır. Av hayvanları da yabanıldır, yaban hayvanlarındandır.
Bunlar, av hayvanı olarak kabul edilmeyen öteki yaban hayvanlarının
içinde tür olarak küçük bir öbek oluşturur. Yasa, avcılıkla ilgili bir
yasa olduğuna göre neden yalnızca av hayvanlarını konu edinmiyor da avı
yapılmayan söğütbülbülünden, kara kaplunbağasına, kertenkeleye kadar
bir sürü yabanıl hayvan türünü kendi kapsamına ve korumaya alıyor diye
düşünülebilir. Konunun uzmanı bilim adamların daha iyi açıklayabileceği
gibi av ve öteki yaban hayvanları ve bütün bunların içinde yaşadıkları
doğal ortam arasında doğal bir bağlantı ve bağımlılık vardır. Yalnız
birini korumaya alır, ötekileri koruma dışında tutarsanız bundan
korunan hayvanlar da olumsuz yönde etkilenir. Söz gelimi yaşama
ortamlarının korumasız bırakılması düşünülemezdi. Bu ortam korumasız
bırakılırsa, bozulur ya da yok edilirse orada yaşamlarını sürdüren
yaban hayvanları ya bu ortamı terk eder ya da yok olup giderler.
Örneğin bir gölün kurutulması, fabrika atıklarıyla zehirlenmesi. O
halde her üçü bir bütün olarak birlikte korunacaktır. Sürdürülebilir
bir av ve yaban yaşamı yönetimi için öncelikli koşul, hepsinin birlikte
bir bütün olarak korunmasıdır. Avlanma eylemi ile koruma birbirine
karşıt gibi görünse de Devletin av hayvanlarını bir düzen içerisinde
kişilere avlattırması, bir ağacın meyvelerinin (ürünün) toplanmasına
benzer. Ağaca zarar verilmez. Hele ağaç ve bulunduğu ortam korunur ve
bakılırsa ürün daha da çok ve sağlıklı olur. Böylesi bir avlanmaya
hasat da diyebiliriz. Ürünün tarladan kaldırılması demektir.

b- Geliştirme: Yasada av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam
ortamlarıyla birlikte geliştirilmeleri de amaçlanmıştır. Salt koruma
çoğu kez, asıl amaca ulaşmak için yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle
geliştirme, sürdürülebilir av ve yaban yaşamı yönetimi için kimi
durumlarda gerekli, üstelik zorunlu olabilir. Örneğin kimi türleri
tükenmeye yüz tutmuş olan bir avlağın, yaban yaşamı ve geliştirme alanı
olarak ayrılması gibi.

c- Denetim: Yasa, avlanmaların denetim altına alınmasını amaçlamış,
bunu da sürdürülebilir av ve yaban yaşamı yönetimi için zorunlu
görmüştür. Bilindiği gibi ülke avcılığı, zaman çizgisi üzerinde
gerilere (geçmişe) doğru gidildikçe azalan, yakın sayılabilecek bir
geçmişten günümüze doğru gelindikçe artan bir oranda başı boş
avlanmalar ve başka etmenler yüzünden büyük kayıplara uğramış, ülkenin
çoğu yerindeki av kaynakları tüketilmiş, o güzelim avlaklar
sessiz-soluksuz bırakılmış, doğal yaşama ortamları tahribata uğramış ya
da yok edilmiş, bundan da bütün yaban hayvanları büyük zararlar
görmüştür. Çünkü o zamanki mevzuat yetersiz de olsa yine de yasalarla
öngörülen gerekli denetimler yapılamamış yahut yapılmamış, denetim
savsaklanmıştır yıllarca ve yıllarca. Yeni Yasanın bu amacından,
kişinin koşulsuz ve sınırsız avlanma hakkının da olamayacağı,
getirilecek koşul, sınırlama ve kısıtlamalardan sonra bunların eylemi
olarak da denetim altına alınacağı anlaşılmaktadır.

ç- Düzenleme: Avcılığın düzenlenmesi, yine sürdürülebilir av ve yaban
yaşamı yönetimi için amaç olarak gösterilmiştir. Kara avcılığına ve bu
arada yabanıl yaşama düzen verme, başta bu Yasa olmak üzere bir yıl
içerisinde çıkarılmalarını ön gördüğü yönetmelikler, her yıl Merkez Av
Komisyonu kararları, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın konu ile ilgili kimi
işlemleri ile olacaktır.

d- Değerlendirme: Bilindiği gibi av ve öteki yaban hayvanları, ülkenin
doğal kaynaklarındandır. Bu kaynağın Devletçe değerlendirmesi, ulusal
ekonominin yararına olacaktır. O nedenle Yasa, av kaynaklarının ulusal
ekonomi açısından yararlı olacak biçimde değerlendirmesini bir başka
amaç olarak görmüştür. Pek çok ülkede olduğu gibi avlanma akçalı olacak
iki avlaklar ise parası karşılığında başkalarına işlettirilecektir.

e- İşbirliği: Yukarıda anlatılan amaçlar birincil niteliktedir. Yasa,
onları gerçekleştirmekte ikincil bir amaç olarak da ilgili kamu ve özel
hukuk tüzel kişileriyle işbirliğini de amaç edinmiştir. www.uyurgezer.netSonuncular yönünden bu, bir anlamda demokratik katılım sayılır.
01.07.2003 gün ve 4915 sayılı yeni Kara Avcılığı Yasası, yine birinci
maddesinde kendi kapsamını da açıklamıştır. Buna göre Yasa:
1- Av ve yaban hayvanları ile yaşama ortamlarını,
2- Bunların korunmasını ve geliştirilmesini,
3- Av ve yaban yaşamı yönetimini,
4- Avlakların kurulmasını, işletilmesini ve işlettirilmesini,
5- Avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin düzenlenmesini,
6- Toplumun bilinçlendirilmesini, avcıların eğitimini,
7- Av ve yaban yaşamına ilişkin suçları, bu suçların kovuşturmasını ve cezalarını kapsar.
Yasada gösterilmiş bulunan amaçlar ve kapsamdaki konular, daha sonraki
maddelerinde gereğince düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu dizi yazıda
bunları birer birer ele alıp irdelemeye çalışacağım. Konuların eksiksiz
işlenebilmesi için öngörülen yönetmeliklerin de çıkmış olmaları
gerekir. Bu ilk yazıyı hazırlarken onların imzaya sunulmuş olduğunu
öğrenmiş bulunuyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http:///www.refleksforum.com
 
Kara Avcılığı Hukuku
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Deniz Hukuku
» Vergi Hukuku 3-A, 3-B Ders Notları İndir
» Ticaret Hukuku Ders Notları İndir
» Stephen King - Kara Kule Serisi
» Küçük Meyveli Trabzon Hurması -Kara Hurma (Latincesi: Diospyros lotus )

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Hukuk-
Buraya geçin: