|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Uygur Devleti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Uyus_Sweeti
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Uyus_Sweeti


Ruh Hali : Uygur Devleti Deli10
Mesaj Sayısı : 392
Rep Puanı : 11970
Teşekkür Aldı : 11
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli
Lakap Lakap : Hacı

Uygur Devleti Empty
MesajKonu: Uygur Devleti   Uygur Devleti EmptyPaz Kas. 08, 2009 9:08 am

Uygur Devleti

Uygur Devleti Tr%21uygur

Uygurlar hakkındaki
bilgiler, Çin yıllıkları ile Göktürk ve Uygur kitabelerinde
bulunmaktadır. Uygur kelimesine çeşitli anlamlar verilmekle birlikte en
kabul göreni; akraba, müttefik anlamında olanıdır. Uygurlar Çin
kaynaklarında Hunların soyundan gösterilmektedir. V. yüzyılda Orta
Asya'nın büyük bir kısmına yayılmış olan Töleslerin bir boyu olarak
karşımıza çıkmaktadır. Uygurlar bu dönemde Kao-çı (yüksek tekerlekli
arabalılar) adıyla bilinmekteydiler. Orhun Kitabeleri'nde ise Dokuz
Oğuz adı ile anılıyorlardı. Uygurlar, Orhun ve Selenga vadilerinin
yerli kavimleri idiler. Bunlar Göktürk devleti kurulunca, onların
hâkimiyetini tanıdılar. 630 yılında Göktürk devleti Çinliler tarafından
yıkıldığında serbest kalmışlar ve bir siyasî birlik oluşturmuşlardır.
Çin ise Göktürklere karşı bu Uygur birliğini destekliyordu. Bu çağda
başlarında Alp İlteber ûnvanını taşıyan, Pusa isimli biri bulunuyordu.
Uygurlar, 681 yılından sonra, İl Teriş Kağan'ın ortaya çıkmasıyla, yine
Göktürklere bağlanmak zorunda kaldılar. Bu süre içinde kendilerini
toplamış olan Uygurlar, Göktürk İmparatorluğu'nun zayıflaması ile yeni
bir fırsat daha bulmuş oldular. Göktürklerin hâkimiyetinde bulunan
Basmıl ve Karluk gibi Türk toplulukları ile birleşen Uygurlar, 742-43
yıllarında Göktürk Kağanı Ozamış'ı mağlûp ederek öldürdüler.


Uygur Devleti'nin Kuruluşu


Göktürk devleti ortadan
kalkınca, 743 yılında Basmılların idaresinde yeni bir devlet kuruldu.
Uygurlar bu Basmıl Kağanlığı' nın Sol Yabgusu, yani doğu Yabgusu;
Karluklar ise, Sağ Yabgusu, yani batı Yabgusu oldular. Bu yeni devlet,
tam bir federal devlet biçimindeydi. 744 yılında Uygur Yabgusu, Basmıl
Kağan'ını mağlûp ederek kendini kağan ilân etti. Kağanlık ûnvanı olarak
da Kutluk Bilge Kül Kağan ûnvanını aldı. Böylece Uygur Kağanlığı
kurulmuş oldu. Bu kağanlık ûnvanından da anlaşılacağı üzere, Göktürk
devletinin gelenek ve töreleri yeni Uygur Kağanlığı'nda da devam
ediyordu. Ancak Uygurlar arasında Buda ve Mani dini gibi yabancı
inanışlar yayıldıkça, Kağan unvanlarında da birtakım değişiklikler
olmaya başlayacaktır. Uygur devletini kuranlar Orhun bölgesini yurt
tuttukları için, bunlara Orhun Uygurları denilmektedir.


Kutluk Bilge Kül Kağan
ölünce yerine oğlu Bayan Çur, kağan oldu. Uygurların en büyük kağanı
olan Bayan Çur Kağan, unvan olarak da "Tengride bolmış, il itmiş Bilge
Kağan" ûnvanını aldı. Bu ûnvanın anlamı ise, Gökte doğmuş, devlet
yönetmiş, Bilge Kağan demekti. Bayan Çur Kağan devri (747-759),
Uygurların dört yönde genişledikleri bir devirdir. batıda Kara Türgeş
devleti, Uygur hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı. Kırgız, Çik, Sekiz
Oğuz ve Dokuz Tatar gibi Türk boyları itaat altına alınarak, devlet
otoritesi güçlendirildi. Öte yandan yine bu devirde, güneydeki
Beş-balıg, Kuça ve Karaşar gibi zengin tarım ve ticaret şehirleri de
Uygur etkisi altına alınmıştır. Turfan bölgesi ile Uygurlar arasındaki
ilişkiler de, yine bu devirden itibaren başlamış oluyordu. Bayan Çur
Kağan'ın önemli işlerinden birisi de, onun zamanında, Uygurlar arasında
şehirleşme eğilimlerinin başlamasıdır. O, Ordu-balıg adında başkentleri
olan bir şehir kurdurmuştur (757).


Diğer yandan aynı kağan,
gittikçe güçlenmekte olan Tibet tehlikesini sezerek onlara karşı cephe
aldı. İmparatorun isteği üzerine, Çin'de büyük bir tehlike yaratan
An-luşan adlı Türk asıllı bir generalin isyanının bastırılmasına yardım
etmiştir. Bu yardım sonunda yapılan anlaşma ile, Uygur tüccarlarına Çin
kapıları da açılmış oldu. Bayan Çur Kağan'ın Şine-usu gölü yakınında
bulunmuş, Göktürk yazısı ile yazılmış olan, Türkçe bir kitabesi vardır.
Bu kitabede kağan olarak yaptığı işler anlatılmaktadır. Bayan Çur
kağan'ın ölümünden sonra yerine oğlu Bögü Kağan oldu (759) . Bögü
Kağan'ın faaliyetleri siyasî ve manevi olmak üzere başlıca iki alanda
olmuştur. Siyasî faaliyetleri daha çok Çin üzerine olmuştur. Çin'de baş
gösteren isyanların bastırılması sebebiyle sık sık Çin'e girilmiştir.
Ancak Uygurların Çin'e girişlerinde Çin'in çeşitli bölgelerine yağma
akınları da yapılıyordu. Çin'deki isyanların en önemlisi yabancı
kavimlerin Tibetliler etrafında birleşmeleri sonucunda ortaya çıkan
isyan olmuştur. Bu Tibet isyanı ancak Uygurlar yardımı ile
önlenebilmiştir.


Bögü Kağan'ın manevî alandaki en
büyük faaliyeti, Maniheizm dinini kabul etmesi olmuştur. Bögü Kağan,
aynı zamanda bu dinin öncülüğünü de üstlenmişti. Bir tüccar ve şehirli
dini olan Mani dininin kabulünün, Uygurların savaşçı ruhlarını
gevşetmekle beraber, ilim, sanat ve edebiyatta ilerlemelerine katkısı
olmuştur. Eskiden beri Orta Asya Türk kavimleri arasında, çok geniş ve
köklü bir kültüre sahip olan Çin'in zapt edilemeyeceği, bu mümkün olsa
bile uzun süre elde tutulamayacağına dair yaygın bir inanış vardı. Bögü
Kağan Çin'in zayıf bir anında Çin'i ele geçirmek istemişti. Ancak
veziri Baga Tarkan, adı geçen inanış sebebiyle Kağan'ın bu girişimine
karşı çıktı. Ancak sözünü dinletemeyince Bögü Kağan'ı öldürüp Alp
Kutluk Bilge Kağan ûnvanıyla tahta geçti (779). Bundan sonraki kağanlar
onun soyundan gelmiştir. Bu tarihten sonra Uygur devletini oluşturan
kabileler arasında huzursuzluklar da başlamıştır.


Kültür ve ticaret bakımından
gelişen Uygurların savaşçılık tarafları zayıflamıştı. 840 yılında,
Uygurların kuzeybatı kısımlarında yaşayan Kırgızlar, 100 bin kişilik
atlı kuvvetleri ile, Uygur başkentine baskın düzenleyerek kağanlarını
öldürüp, halkı kılıçtan geçirdiler. Bu şekilde Bayan Çur ve Kutlug
Bilge Kağan zamanında uğradıkları saldırıların intikamını korkunç bir
şekilde almış oldular. Bu baskından kurtulan Uygurlar, canlarını
kurtarmak için çeşitli yönlere dağılmak zorunda kaldılar.


Turfan Uygurları

Kırgız baskınından kaçan
Uygur boylarının önemli bir kısmı Doğu Türkistan'a göçmüşlerdir. Burada
Turfan ve Karaşar şehirlerinin civarında yerleşen Uygurlar, Türk
medeniyet tarihî açısından büyük değer taşırlar. Daha Orhun Uygurları
zamanında, tarım ve ticaret merkezleri olan Türkistan'ın bu büyük
şehirleri, Uygurların etkisi altına girmişlerdi. Bu nedenle Uygur
devletinin yıkılmasından sonra, Turfan dolaylarına kaçan Uygurlar için,
bu bölge güvenilir bir yer olmuştur. 848 yılından sonra, kendilerini
toparlayıp, varlıklarını komşularına kabul ettiren Uygurlar, 856
yılında ise kağanlıklarını ilân etmişlerdir. Bu dönemde başlarında
Mengli Kağan bulunuyordu. Mengli Kağan, Uluğ Tengride Kut Bulmış Alp
Külük Bilge Kağan, (bugünkü Türkçe ile; Ulu Tanrı da güç ve saadet
bulmuş, kahraman, çalışkan Bilge Kağan) ûnvanını taşıyordu.


Kağanlık merkezî olarak Turfan
şehrini seçtikleri için, kendilerine Turfan Uygurları denilmiştir.
Ayrıca yazlık başkentleri olarak Beş-balıg şehrini kullandıkları için,
kaynaklarda Beş-balıg Uygurları adı da kullanılıyordu. Çin yönetimi, bu
Uygur devletini Tibet tehlikesine karşı desteklemiştir. Uygurlar da
Doğu Türkistan'da etkinliklerini artırmış olan Tibetlileri bu bölgeden
çıkarmışlardır. Böylece batıdaki sınırlarını Urumçi şehrine kadar
uzatmışlardır. Turfan Uygurları Mani dinine inanıyorlardı . Bu dini,
siyasî amaçları için de kullanan Uygurlar, dinlerini himaye bahanesiyle
Çin üzerinde baskı kurmuşlardır.


Kültür ve medeniyet bakımından
büyük gelişmeler gösterecek olan Uygurlar, 1335 yılına kadar
devletlerini yaşatacaklardır. Gerek X. yüzyılda Çin'in kuzeyinde Hıtay
devletinin kuruluşunda, gerekse Cengiz Han devletinin gelişmesinde, bu
Uygurların, öncülük, bilgi ve tecrübelerinin çok büyük payı olmuştur.
Uygurlara devlet teşkilâtında çok önemli görevler veren Moğollar, yazı
olarak da Uygur yazısını kullanıyorlardı. Moğolların XVI. yüzyıla
gelindiğinde büyük oranda Türkleşmesinde Uygurlar, önemli rol
oynamışlardır.

Sarı Uygurlar

840 yılındaki Kırgız
baskınından sonra, dört bir yana dağılan Uygurların bir kısmı, güney
kesimlere, yani Çin ile Doğu Türkistan arasındaki Kansu bölgesine
indiler. Önemli bir ticaret merkezî olan bu bölge, meşhur İpek yolu
üzerinde idi. Bu bölgede yerleşen Uygurlar, büyük bir şehir olan
Kan-Cov'da yeni bir devlet kurmuşlardır. Sonradan, Sarı Uygurlar adı
ile anılacak olan bu Uygurlar, bu bölgenin yerli halkı ile karışmadan
kalmışlardır. Türk dili ve kültürünü uzun yıllar yaşatan bu Uygur
Türklerinin torunlarına bugün bile rastlamak mümkündür.


Din olarak Budizm'i kabul etmiş
olan Sarı Uygurlar, ticaret ve medeniyet bakımından çok gelişmişlerdir.
Budistlerin en kıymetli eserlerinin bulunduğu Bin Buda Mağaraları, Sarı
Uygurların yaşadığı bölgede idi. Daha sonraki yıllarda İslâmiyet'i
seçen ve Karahanlılar Çağında Türk-İslâm medeniyetine önemli katkılar
sağlayan Uygur Türkleri, bugün de varlıklarını aynı adla, devam
ettirmektedirler.


Uygur Devleti Hükümdarları
1) Kutluğ Bilge Kül-Kağan (745 - 746)
2) İl-Etmiş Bilge Bayınçur (Moyunçur) Kağan (746 - 759)
3) İl-Tutmuş Alp Külüğ Bilge Kağan (759 - 780)
4) Alp-Kutluğ Bilge Kağan (780 - 789)
5) Taras Külüg Bilge Kağan (789 - 790)
6) Oçur Kutluğ Bilge Kağan (790 - 795)
7) Alp-Uluğ Kutluğ Bilge Kağan (795 - 805)
Cool Ay-Tengri'de Kut-Bulmuş
9) Tengri'de Kut Bulmuş Küçlüg Bilge Kağan
10) Alp - Külüg Bilge Kağan
11) Üge Kağan (839 - 845)
12) Bilge Bayınçur (II.Yoyunçur) Kadır Han (845 - 885)
13) Tafgaç Oğulçak Kadır Han (885 - 940)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http:///www.refleksforum.com
 
Uygur Devleti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Safevi Devleti
» Türkiye Tarihi III; Osmanlı Devleti 1600-1908
» Osmanlı Devleti’nin XVII. Yüzyılda Yaşadığı Siyasi İlişkiler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Tarih-
Buraya geçin: