|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Safevi Devleti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Uyus_Sweeti
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Uyus_Sweeti


Ruh Hali : Safevi Devleti Deli10
Mesaj Sayısı : 392
Rep Puanı : 11874
Teşekkür Aldı : 11
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli
Lakap Lakap : Hacı

Safevi Devleti Empty
MesajKonu: Safevi Devleti   Safevi Devleti EmptyPaz Kas. 08, 2009 9:14 am

İsmini Safevi tarikatı şeyhi Şeyh Safiyeddin'den almış ve İran'da
kurulmuştur. Akkoyunlularla iyi ilişkiler kurmuşlardır. Daha sonraları
devletin başına geçen Şeyh Cüneyt döneminde şii kimliği kazanmıştır.
Bir Safevi Devleti kurmak isteyen Şeyh Cüneyd bu amacını
gerçekleştirememiş, yerine geçen oğlu Haydar, babasının kaldığı yerden
devam etmiştir. Haydar, Şirvan hükümdarı Ferruh Yaser üzerine yürümüş
ve çarpışmada ölmüştür. Bunun üzerine aralarında Şah İsmail'in de
bulunduğu aile, Sultan Yakup tarafından hapsedilmiş, Sultan Yakup'un
ölümünden sonra serbest bırakılmışlardır.

Akkoyunlu hükümdarı Sultan Rüstem'in ölmesi üzerine çıkan saltanat
kavgalarından yararlanan Şah İsmail, birçok Türk oymağını çevresinde
toplayarak Arran ile Şirvan'ı ele geçirmiş, Azerbaycan üzerine yürümüş
ve Tebriz'e dönerek kendisini Şah ilan etmiş, böylelikle Safevi Devleti
kurulmuştur.

Şah İsmail'in, yönetimde sünnilere karşı uyguladığı baskı ve Anadolu'da
yürüttüğü propaganda hareketleri yüzünden Osmanlılarla arası açılmış,
bu olaylar Çaldıran Savaşı'nın çıkmasına neden olmuştur. Şah İsmail'in
1524' de ölmesi üzerine yerine oğlu Şah I. Tahmasp geçmiştir. Kanuni
Sultan Süleyman İran, Irak ve Azerbaycan üzerine birçok seferler
yapmış, Bağdat ve Tebrfiz'i ele geçirmiştir. Şah Tahmasp'ın
girişimleriyle iki devlet arasında Amasya antlaşmasının yapılmasıyla
ilişkiler düzelmiştir.

Safevi Devleti'ni çok güçlü bir duruma getiren Şah Tahmasp'ın ölümünden
sonra oğulları Haydar Mirza ile İsmail Mirza arasında taht kavgası
başlamış ve II. İsmail olarak anılan Şah İsmail kardeşini öldürtmüştür.
Kötü ve baskıcı yönetimi nedeniyle halkın nefretini kazanan Şah İsmail
1577 yılında zehirletilerek öldürülmüştür. Ölümünden sonra Osmanlılar
İran'a savaş açmışlar, Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu
Tiflis, Şirvan ve çevresini ele geçirmiş ve Özdemiroğlu Osman Paşa
Tebriz'i almıştır.

1587 yılında tahta çıkan Şah Abbas Osmanlılarla savaşmış, bu sırada
çıkan iç karışıklıklarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle
İstanbul'a bir sefaret heyeti göndererek Osmanlılarla barış yapmış,
yapılan barıştan sonra karışıklıkları bastırarak, güçlü bir ordu
kurmuştur. Daha sonraları Osmanlılara karşı harekete geçen Şah Abbas,
Osmanlıların elinde bulunan topraklarını ve Basra Körfezi'nin ağzındaki
adaları Portekizlilerin elinden almıştır. 1628 yılında ölen ve 42 yıl
saltanat süren Şah Abbas'dan sonra yerine torunu Şah Mirza (Şah I. Safi
adıyla) geçmiştir. Bu dönemde Osmanlı padişahı IV. Murad Revan ve
Bağdat'ı almıştır.

Safevi komutan Komutan Nadir 1736 yılında Safevi Devleti'ne son vererek kendisini Şah ilan etmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http:///www.refleksforum.com
Uyus_Sweeti
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Uyus_Sweeti


Ruh Hali : Safevi Devleti Deli10
Mesaj Sayısı : 392
Rep Puanı : 11874
Teşekkür Aldı : 11
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli
Lakap Lakap : Hacı

Safevi Devleti Empty
MesajKonu: Geri: Safevi Devleti   Safevi Devleti EmptyPaz Kas. 08, 2009 9:14 am

Safevîlerde kültür ve medeniyet:

İlk zamanlar Akkoyunlu Devletinin idarî teşkilât ve müesseselerini
kabul eden Safevîler, daha sonra Osmanlılardaki idare usulü ve
müesseseleriyle idare edildiler. Mutlak hakimiyet sahibi olan Şahın bir
müşavere (danışma) meclisi vardı. Şahlık, babadan oğula kalırdı. Şahtan
sonra en büyük devlet adamı Vezîriâzamdı. İtimâdüddevle unvanıyla da
anılan Vezîriâzam, şahın vekiliydi. Safevî devlet teşkilâtında,
itimâdüddevleden sonra ikinci önemli vazife, bütün adlî işlere bakan
Dîvân beyliği ve Kâdılkudât adı verilen makamdı. Diğer mühim bir rütbe
de, Meclis-nüvis veya Vekâyi-nüvisti. Safevî devlet ricâli arasında,
Vezîriâzamdan sonra, Kurcıbaşı, Kullarağası, Eşikağasıbaşı ve
Tüfekçibaşı gelirdi. Vezîriâzam, Dîvân beyi, Vekâyi-nüvîsle beraber
devlet ileri gelenleri, toplam yedi kişi olurlar ve mühim devlet
işlerine istişare ile karar verirlerdi.

Taşra teşkilâtı ise, vali veya beylerbeyi tarafından idare edilen
eyaletlere ayrılmıştı. Ordu teşkîlâtı da Akkoyunlu ordu teşkilâtına çok
benzerdi. Şah Abbas devrinden itibaren ordu, iki kısımdan meydana
geliyordu. Birinci kısım, İran’ın her tarafına dağılmış olan ve savaş
zamanlarında eyalet valileri tarafından toplanarak merkeze gönderilen
daimî süvarilerdi. İkincisi ise, Şah Abbas tarafından meydana getirilen
ve Şahsevenler adı verilen yeni orduydu. Bu yeni ordu, Tüfekçiler,
Kullar ve Topçulardan meydana geliyordu.

Safevîler devrinde, İran’da, canlı bir ilim hayatı yoktu. Yalnız Şiî
fıkhıyla ilgilenen ve müftî denilen kimseler vardı. Bunun haricinde bir
ilmî çalışmaya pek rastlanmazdı. Safevîler devrinde yetişen Bahâî, Mîr
Dâmâd ve Molla Sadra gibileri, o devrin ilmî şahsiyetleri arasında
sayılabilir. Bahâî; matematik, astronomi ve tıpta üstün bir seviyeye
ulaşmış ve bu konularda birçok eser vücuda getirmişti. Mîr Muhammed
Bâkır-ı Esterâbâdî de felsefe ve matematikte devrinin meşhur bilginleri
arasında yer almıştı. İsfahan’da yetişen Molla Sadra (Sadreddîn
Muhammed bin İbrâhim-i Şirâzî) tefsir, hadis, fıkıh ve felsefe öğrenmiş
ve bu konularda birçok eser yazmıştı. Molla Muhsin Feyzî Kâşânî, şâir
olarak şöhret kazanmış ve pek çok kitap ve risale yazmıştır.
Safevîlerden önce zirveye ulaşmış olan Fars edebiyatı, bu dönemde pek
ilerleme kaydedememiştir. Abdurrahmân-ı Câmî ve Celâleddîn Devânî gibi
Sünnî şâir ve münşîler, Safevîlerin ilk zamanlarında yetişmişti.
Türkçe'nin resmî dil olarak kabul edilmesi sebebiyle, Azerî edebiyatı
da önem kazanmıştı. Fuzulî, bu dönemde yetişen şairlerdendir. Ancak,
pek itibar görmemiştir. Yine Avşar Türklerinden olan Sâdıkî,
Mecmâü’n-Navâs adlı tezkiresini, Ali Şir Nevâî’ye zeyl mahiyetinde, bu
devirde yazdı ve bunu diğer eserler takip etti. Aynı devirde bazı
tarihçiler de yetişti: Tevekkül bin İsmâil bin Bezzâr el-Erdebîlî, Kadı
Ahmed Gaffîrî-i Kazvînî, Hasan Bey Rumlu, Celâl Müneccim, İskender
Münşî, Vahhid-i Kazvînî ve Şeyh bin Şeyh Abdüzzâhidî bunlardandır.

Safevîler döneminde güzel sanatlara önem verilmiştir. Bilhassa,
camiler, türbeler ve saraylar gibi mimarî eserler meydana
getirilmiştir. İsfahan’da bulunan Nakş-i Cihân Meydanı, Ali Kapı, Şeyh
Lütfullah Camii, Şah Camii, Hıyâbânı Çehâr-bağ, Allahverdihan Köprüsü,
Çihl Sütûn ve Heşt-Behişt sarayları bu devirlerde yapılan belli başlı
mimarî eserlerdendir.

Ayrıca Şah İsmail devrinde oldukça ilgi gören hat sanatında ta’lik,
nesta’lik, dîvânî, siyâkat ve müsennâ stilinde eserler meydana
getirilmiştir. Tezhib, yani süsleme sanatı da bu devirde yüksek
seviyeye ulaşmış, kitaplara altın suyu ile süslemeler yapılmıştır.
Safevîler devrinde minyatür sanatı ileri gitmiş olup, silâh, halı ve
diğer süsleme sanatlarında madenlerden yapılan süs ve şekillere
rastlanır. Halı dokumacılığı da gelişmiş olup, acem halıları adıyla
meşhur halılar, bu devrin eserleridir. İpekten dokunan bu halılar,
hayvan ve kuş resimleriyle süslenmişti. Safevîler devrinde, İran’da,
kumaş imalatı, çinicilik, ciltçilik, oymacılık ve tahta işlemeciliği
gibi sanatların da oldukça geliştiği görülür.

Safevî Hükümdârları / Tahta Geçişi

Şâh İsmâil - I 1501
I. Tahmasb 1524
Şâh İsmâil - II 1576
Muhammed Hudâbende 1578
Şah Abbâs - I 1588
I. Safî 1629
II. Abbâs 1642
I. Süleymân (II. Safî) 1666
I. Hüseyin 1694
II. Tahmasb 1722
III. Abbâs 1732
II. Süleymân 1749
III. İsmâil 1750
II. Hüseyin 1753
Muhammed 1786
(III. Abbâs’tan Muhammed’e kadar olan son beş hükümdâr, İran’ın bâzı kısımlarında ismen hükümdârdır.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http:///www.refleksforum.com
 
Safevi Devleti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Uygur Devleti
» Türkiye Tarihi III; Osmanlı Devleti 1600-1908
» Osmanlı Devleti’nin XVII. Yüzyılda Yaşadığı Siyasi İlişkiler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Tarih-
Buraya geçin: