|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
serezo
Yönetici
Yönetici
serezo


Ruh Hali : Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan Defaul10
Mesaj Sayısı : 952
Rep Puanı : 13487
Teşekkür Aldı : 0
Kayıt tarihi : 29/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli/Gebze
İş/Hobiler İş/Hobiler : MEsaj atmak :D
Lakap Lakap : Sezo

Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan Empty
MesajKonu: Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan   Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan EmptyCuma Kas. 13, 2009 2:03 am

Kanuni Sultan Süleyman dönemi Türk mimarlığı
"klasik dönem" adını alır. Bu dönemde, aşağı yukarı bütün yapıtlar,
Mimar Sinan'ın elinden çıkmıştır. Sinan'ın ilk yapıtı sayılan
Halep'teki Hüsreviye Camisi (1536-37) tek kubbeli bir yapıdır.
İstanbul'daki ilk yapıtıysa Haseki Külliyesi'dir (1539). Bu külliyede
cami yapıdan ayrılmıştır; medrese, sıbyan mektebi, çeşme, imaret ve
darüşşifadan oluşur. Şehzade camisi (1543-48) ise ilk büyük yapıtıdır.
Payeye oturan 19 m çapındaki kubbenin çevresinde dört yarım kubbe
bulunur. köşelere dört küçük kubbe yerleşmiştir. Önde şadırvanlı avlu,
yanda iki minare vardır. Osmanlılarda ilk merkezi planın uygulandığı
camidir. Mimar Sinan'ın baş yapıtı sayılan Süleymaniye Camisi,
(1550-57) binalı külliyenin bir parçasıdır. Şadırvanlı ve revaklı
avlunun bulunduğu caminin ana uzamı, iki yarım kubbenin desteklediği
bir büyük kubbeye dayanır. 53 m yüksekliğindeki kubbe, İstanbul'daki en
yüksek Türk kubbesidir. Kubbe dört payeye oturur. Yarım kubbeler,
ikişer çeyrek kubbe (eksedra) ile genişletilmiş; yan neftler beşer
kubbeyle örtülmüştür. Pencerelerin renkli cam süslemeleri özgündür.
Dört köşede dört minare bulunmaktadır. Külliyede Kanuni Sultan
Süleyman'ın sekizgen planlı türbesiyle Mimar Sinan'ın kendisi için
yaptığı yalın görünümlü türbe yer alır. İstanbul Beşiktaş'taki Sinan
paşa Camisi (1555), Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan Camisi (1557),
Azapkapı'daki Sokullu Camisi (1572) gibi camilerin yapımında, Mimar
Sinan, değişik planlar denemiştir. İlk kez Sokullu Medresesi'nde taş
kemer kullanmıştır. İstanbul Eminönü'nde bulunan Rüstem Paşa Camisi
(1561), avlusuz olarak, merdivenle çıkılan yüksek bir alt yapının
üstünde inşaa edilmiştir. Altı payeli kemere oturan kubbenin, dört
köşesine çeyrek kubbeler yerleştirilmiş, yanlardaki tonozlu bölümlerle
uzam büyütülmüştür. İçinde her yer çini kaplıdır. Edirne'deki Selimiye
Camisi (1569-75), Sultan Selim II'nin buyruğuyla yapılmıştır. 43 m
yüksekliğinde, yaklaşık 31 m çapındaki kubbe, en büyük kubbe olarak
kabul edilir. Tek kubbeli olarak düşünülen caminin kubbesi, arkada
payanda kemerlerinin desteklediği sekiz payeye oturur. Dört köşesinde
dört minaresi vardır. Caminin içi, kalem işleri ve çinilerle süslüdür.
Hünkar mahfilinin de bulunduğu caminin önünde, revaklı ve şadırvanlı
avlu, bu avlunun çevresindeyse bir dış avlu yer alır. Dış avlunun
içinde öteki külliye binaları vardır. İstanbul, Kasımpaşa'da
Kaptanıderya Piyale Paşa için yapılan Piyale Paşa Camisi (1573) eski
ulu camilerin planını andıran yapısıyla dikkat çeker. Tek minareli
caminin çevresini iki katlı revaklar çevrelemektedir.

Mimar Sinan, Manisa'daki Muradiye Camisi'nin (1583-85) planını çizmiş,
ama camiyi Mimar Mehmet Ağa yapmıştır. Bu camide, bir ana kubbeyi üç
yarım kubbeye çevirir; önde son cemaat yeri vardır.

Mimar Sinan'ın ilk yaptığı türbe, Şehzade Mehmet Türbesi'dir; sekizgen
gövdesi yivli bir kubbeyle örtülüdür. Beşiktaş'ta Barbaros Hayreddin
Paşa için yaptığı türbe (1541), sekizgen, kubbeli ve önünde revak
bulunan yalın bir yapıdır.

Mimar Sinan camilerin dışında, İstanbul'da elliyi aşkın mescit yapmıştır. Eyüp'teki Davut ağa mescidi bunlara örnektir.

Mimar Sinan'ın Topkapı Sarayı'nda yaptığı Murat III Köşkü (1578) iki
katlıdır. Alt kat yazlık, üst kat kışlıktır; altta havuz, üstte sofa ve
oda bulunur. Köşk pandantifli kubbeyle örtülüdür. İstanbul Zeyrek'te
bulunan Çinili Hamam (1546), kadınlar ve erkeklere ait iki bölümden
oluşur. Planlı, kubbeli camekanlık, geçiş kısmı olan soğukluk ve haç
biçimindeki sıcaklık ile, klasik Türk hamam tipinin örneğidir. Sultan
Ahmet'teki Ayasofya Hamamı (1556), gene iki bölümlüdür. Kubbeli
camekanlık, üç kubbeli soğukluk, yıldız biçimindeki sıcaklıktan
oluşmaktadır. Mimar Sinan'ın yapıtları arasında su kemerleri önemli bir
yer tutar. En önemlisi, İstanbul'da Kırk çeşme suyu için yaptığı
Mağlova Kemeri'dir. Yaptığı köprüler arasında en bilinenleri
İstanbul'da Büyükçekmece Köprüsü (1567-68), Yugoslavya'daki Drina
Köprüsü'dür (1577). Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü olarak da bilinen bu
köprü, kesme taştan on bir gözlüdür.

Mimar Sinan'ın birçok kervansaray yaptığı bilinmektedir. Büyük
Çekmece'de Sultan Süleyman Han (1566-67), Lüleburgaz'da Sokullu Mehmet
Paşa Kervansarayı (1569), Edirne'de Rüstem Paşa Kervansarayı (XVI. yy.)
en önemli kervansaraylar arasındadır: Osmanlılarda bağımsız çeşme ve
sebil yapımına da önem verilmiştir. Mimar Davut Ağa'nın yapıtı olan
Çarşıkapı Koca Sinan Paşa Sebili (1594) klasik üsluptaki çeşmelerin ilk
örneklerindendir. Kanuni dönemine ait Bursa'daki Yeni Kaplıca, plan
bakımından daha gelişmiştir: Bundan sonra büyük Osmanlı hamamları
külliyelere bağlı olarak yapılmaya başlanmıştır.

Mimar Sinan'ın ölümünden sonra (1588) klasik anlayışı sürdüren mimarlar
arasında XVII. ve XVIII. yy'larda Ayas, Şecca, Acem Ali, Küçük Sinan,
Davut Ağa, Ahmet Ağa, Kemalettin, Yusuf, Mehmet Ağa, Süleyman Ağa,
Mustafa Ağa, Muslihittin, Hüseyin Çavuş, Hacı Hasan, İbrahim gibi
mimarlar sayılabilir.

XVII.yy'da yapılan önemli mimari yapılardan Sultanahmet Camisi ve
Külliyesi (1609-16) mimarbaşı Sedefkar Mehmet Ağa tarafından
yapılmıştır. 43 m yüksekliğinde ve 24 m çapındaki ana kubbe, dört yarım
kubbeyle desteklenir ve dört mermer payeye oturur. İç uzam aydınlıktır;
önünde otuz kubbeli revaklı avlu yeralır. İçindeki yüzlerce çeşit çini
ve kalem işleriyle cami, mavi bir görünümdedir; bu nedenle ikinci bir
ismi de "Mavi Cami" diye adlandırılır. Altı minaresi vardır.

Klasik üslubun son büyük camisi, İstanbul Eminönü'deki Yenicami'dir
(1597-1663). Mimar Davut Ağa'nın yapımına başladığı caminin kubbesi,
yandaki küçük kubbelerden daha yüksektir. Kubbeyi taşıyan dört paye
caminin dışından da belli olmaktadır. Avlu sütunlar üstündeki kubbeli
revaklarla çevrilidir. Sekizgen şadırvanın üstü kubbelidir. Cephesi
klasik Osmanlı üslubunda yapılmış olan caminin içinde, XVII. yy'ın
güzel çini örnekleri bulunmaktadır. Üçer şerefeli iki minaresi vardır.
Bu camiye ait külliye, darülkurra, sıbyan mektebi, türbe, çarşı, sebil,
çeşme, hamam ve hünkar kasrını içerir. Hünkar kasrı, klasik Osmanlı
köşk mimarlığının en güzel örneklerindendir.

Üsküdar'da bulunan Yeni Valide Camisi (1708-10), klasik üslubun son
örneklerindendir. Çevresinde külliyeye ait binalar bulunmaktadır.
XVIII. yy'da Türk mimarlığı, Batı etkisinde kalmıştır. İstanbul dışında
Doğubeyazıt'taki İshak Paşa Sarayı (1724), cami, medrese, hamam, harem
dairesi, divan, zindan, fırın ve depolarıyla çok büyük bir saraydır.
Sarayın mimari üslubu Selçuklu etkisindedir. Sultan Ahmet III Sebili
(1728), cephe süslemeleri ve saçaklı örtüsüyle sebiller içinde en
güzeli ve en tanınmış olanıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı Ve Mimar Sinan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İç Mimari ve Mimar Proje
» Osmanlı Sarayları
» Osmanlı Donanma Gemileri
» Mükemmel Osmanlı Tarihi Öğrenme-Öğretme Programı
» Türkiye Tarihi III; Osmanlı Devleti 1600-1908

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Mimarlık-
Buraya geçin: