DİVAN EDEBİYATI’NDA DÜZYAZI
Divan, şiire ağırlık veren bir edebiyattır. Düzyazı, ancak bilimsel
çalışmalarda, tarihlerde, kimi sanatsal metinlerde ve gezi türü
eserlerde kullanılmıştır.
Divan Edebiyatı’nda düzyazılar, yazılış amacı ve dil tutumu dikkate alınarak üçe ayrılır:
1. Sanatlı(süslü) Düzyazı
Söz ustalığı göstermek amacıyla yazılır. Sinan Paşa’nın Tazarru’at adlı
eseri, bu türün en tanınmış örneğidir. Sanatlı düzyazıya inşa denir
2. Orta Düzyazı
Yer yer ağır ve süslü, yer yer sade bir dille yazılan düzyazılardır.
Genellikle tarih kitaplarında bu düzyazı türü görülür. Osmanlılar
zamanında tarihçilik,”vakanüvis” adı altında yürütülen bir tür
memurluktu. Sarayda görevlendirilen vakanüvisler, önemli önemsiz her
olayı günü gününe notlar halinde yazarlardı. Bu eserler, olay
anlatımına dayalı olduğundan, bilimsel tarih anlayışıyla bağdaşmaz.
Divan döneminin başlıca tarihçileri arasında Aşıkpaşazade ,Ali,
Ebülgazi Bahadır Han,Naima, Peçevi, Mütercim Asım sayılabilir.
3. Sade Düzyazı
Dil ve anlatım ustalığının değil, ele alınan konunun önem taşıdığı
düzyazı türüdür. Bu anlayış nedeniyle, sade düzyazılarda ustaca söz
söyleme çabası görülmez; dil açık, yalın, doğaldır. Bu düzyazı türünü
kullananlardan başlıcaları şunlardır: Mercimek Ahmet , Katip Çelebi,
Evliya Çelebi (Eseri:Seyahatname).