Ahbaz Edebiyatı'nın kurucusu ve ilk şair - yazarı Dirmit (Gaç)
Gulya'dır. Abhaz Dili ve Edebiyatı Gulya'ya çok şey borçludur.Ancak
Gulya'dan önce yazılan bazı Abhazca metinler de vardır.
Abhazca ilk yazılı metinler, Baron Uslar'ın 1862 yılında, Bertomey'in
1865 yılında kaleme aldığı bazı yazılardır. Sonraki yıllarda Gulya
devreye girer. Gulya'nın "Atasözleri ve Bilmeceler" kitabı 1907
yılında, "Üç masal" adlı kitabı 1909 yılında basılır. Daha
sonraki yıllarda Abzıp Bölgesi'nden derlenen 100 kadar masal
Petrograd'da bastırılır. Bu olay daha çok genç olan Abhaz Edebiyatı
için sevindirici bir gelişmedir.
İlk folklor derlemesi ise Apsnı
gazetesi'nin 1918 yılında yayınladığı "Halk Poezyası"dır. Halk Poezyası
iki yıl süreyle yayınlanmıştır.
1935 yılında Gulya Araştırma Enstitüsü'nün uzun süren çalışmalarıyla
"Abhaz Masalları" bastırıldı.. Gulya ve Bğosba "Abhaz Halkının
Poezyası"nı 1941 yılında gelebileceği en iyi noktaya kadar
genişletmişlerdir. Fakat bilimsel nitelikte bir kitap haline
getirilemedi. Derlenen bu ürünleri ve "Abrıtskil" motifinin halk
arasında unutulmak üzere olan parçalarını titizlikle birleştirerek
günümüze ulaştıran Bagrat Şinkuba'dır. Bagrat Şinkuba "Abrıtskil
Destanı"nı bilimsel bir anlayışla dünya edebiyatına kazandırmıştır.
Abhaz Edebiyatı'nın en renkli siması Dirmit Gulya'nın dinamik
çalışmalarını biraz detaylandırmadan geçemeyiz. Şair araştırmacı,
tiyatrocu, yazar, dilbilimci, eğitmen, gazeteci, halk önderi Gulya için
yazılı Abhaz Edebiyatı'nın atası diyebiliriz.
1892 yılında henüz 17 yaşındayken K. Maçavaryan ile birlikte, Abhaz
alfabesini ve okuma kitabını hazırlayarak Gürcistan'da yayınlanmıştır.
İlk şiirleri 1912 yılında yine Gürcistan'da yayınlanmıştır. 1918
yılında yazdığı "Yabancı Gök Altında" adlı öyküsü, ilk Abhazca düz yazı
örneğidir. 1925 yılında bastırdığı "Abhaz Tarihi" ise çalışmalarını
ölümsüzleştirir. Gürcistan Bilimler Akedemisi'nin, Abhaz Dili -
Edebiyatı Tarihi Enstitüsünde, Abhaz Dili Akademisi Başkanlığı görevini
uzun yıllar sürdürmüştür. D. Gulya sürgünde yaşayanları da unutmayarak
"Şansı Yaver Gitmeyen insan" yazısını da yazmış bu arada bir çok Gürcü,
Rus veOset yazarların yapıtlarını da Abhazca'ya kazandırmıştır..
"Yapıtlanmın hepsi ulusum üzerinedir." diyen Gulya dil, tarih, kültür,
sanat çalışmalarıyla her alanda Abhaz halkının önderi olmuştur.
Sert Gerçekçi anlatımıyla duygusallığı bağrında yaşatan sözlü Abhaz
Edebiyatı'nın bu yapısı, yazılı edebiyata da yansımıştır. Bu
özelliklerinde son dönem Modern Abhaz Edebiyatı'na göz attığınızda ise
Bagrat Şinkuba'nın öncülüğü ile yol alındığını görüyoruz. Lirik
edebiyatçılarımızın başında gelen Şinkuba, kendinden önce D. Gulya,
Samson Çanba, Koğonya Yıwa gibi isimlerin dirilttiği Abhaz Edebiyatı'nı
kendi ünüyle birlikte sınırlar ötesine, uluslararası bir düzeye
çıkartmıştır.
Şinkuba'nın
ilk yazıları 1938 yılında "İlk Satırlar" adlı bir kitapta yayınlandı.
1939 yılında Gürcistan Bilimler Akademisi Filoloji Enststüsü'nde
sürdürdü. En önemli yapıtlarından biri olan "Abhaz Şiirinin Yapısı"nı
burada tamamladı. Özellikle savaş yıllarında verdiği yapıtlarda vatan
sevgisi ağır basmaktadır. Dramatik motifleri katı gerçekçiliği ve
lirizmi iç içe yaşatarak sunmanın en çarpıcı örneğini, savaş yıllarında
yayınladığı "Ab (baba)" adlı yapıtında görmekteyiz.1943 yılında yazdığı
"Güzel Gunda" ise, yine aynı özellikleri kapsamıştır. Nart
Destanları'nın yurtseverlik içeriğini günümüz anlayışıyla
bütünleştirmiştir. Savaş sonrasında "Ritsa" Çocuk", "Flüt" adlı
yapıtları ve yazdığı ilk Abhaz nazım romanı yayınlanmıştır. Yine bu
dönemde Abhaz halkının yaşamını şiirsel bir dille yazmıştır. Son
yıllarında yazdığı şiirler genellikle felsefi temaları içerir. Yazar,
bunu oldunluk çağı olarak nitelendirmektedir. Bagrat Şinkuba'nın en çok
okunan kitabı Son Ubıh, konusu ve anlatımıyla Abhaz Edebiyatına adeta
bir çığır açmıştır. Kitabın ünü Sovyetler Birliği sınırları dışına
taşar. Son Ubıh, sürgünde yaşayan halklara ders verircesine bir halkın
yok oluşunun trajedisini anlatır. Bir ağıttır. Rusçaya, İngilizceye,
Almancaya, Belorusçaya, Gürcüceye. Arapçaya, son olarak da Khamokua
Hamid tarafından Kabardeyce, Hayri Ersoy tarafından Türkçeye
çevrilmiştir.
Cumhuriyetteki eleştirmen ve yayımcı V.G.
Belınski'nin dediği gibi, "Edebiyat literatürü, halkın bilinç düzeyinin
bir göstergesidir" D.Y. Gulya'nın "Ahbaz Edebiyatı", diğer halkların
edebiyatları arasında layık olduğu yeri almıştır. D.Y. Gulya'dan sonra
bu kutsal görevi üstlenenler S.Çanba Y.Koğonya, L.Kuçniya, L.labahua,
M.Lakırba, K Aaumaa, V.Agırba, S.Kuçberya, A.Laşariya, K.Çaçhalya,
Ç.Conua vb. yazarlardır. Günümüz Abhaz Edebiyatı yazarları ise,
Y.Ppaskir, B.Şinkuba, Ş.,Tücba, Y.Tarbua, A. Tonya,.K.Lomya, A.Açba
gibi yazarlardır. Bugün Abhazya Yazarlar Birliği'nin 150'den çok üyesi
vardır. Bunların Yüzde 65'i aynı zamanda Sovyet Yazarlar Birliği
üyesidir. Edebiyatla uğraşanlar arasında; şairler, romancılar, tiyatro
yazarları, eleştirmenler, edebiyat araştırmacıları vb. vardır.
Değişik Sovyet halklarının dillerinden çevrilen romanların Abhazca
okunması, edebiyatın gelişimini belgelemektedir. Örnek verirsek Rusça,
Gürcüce, Ukranca gibi Sovyetler Birligi'nde yaşayan halkların
dillerinin yanında; Sovyetler Birliği dışındaki halkların dilinden
edebiyat eserleri Abhazca'ya çevrilmektedir. Abhaz okurları, A. Puskin,
M.Lermontov , L. Tolstoy, A. Gorki, W.Shakespeare, J. -ondahn, Ş.
Rustaveli, T. Şevçenko, N. Ostrovski, G.H. Anderson'un eserlerini
Abhazca çevirilerinden okuyabilmektedirler.
Son yıllarda Abhaz Edebiyatı büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bunun bir
kanıtı da D. Y. Gulya Edebiyat Ödülü'nün sahibi olan İ.Papaskir. B.
Şinkuba, Y. Tarba, Ç. Conua. G. Gabliya, A. Gogua gibi değerli
yazarlardır.
Abhaz yazarların eserleri sinemaya da aktarılmaktadır. Örneğin Bagrat
Şinkuba'nın romanı "Akhra aşöa -Yar sarkışı" senaryolaştırılmış, N.
Dovjenko'nun adını Kiev'deki sinema stüdyosunda "Beyaz Başlık" adıyla
filme alınmıştır. Ayrıca, N. Tarba'nın senaryosu ile "Gurizya Film'1
stüdyosunda çekilen "At Eğerleyen" fim vb. örnekler vardır.
Aklif okuyucuları olmayan edebiyatlar gelişemez. Bu bakış açısıyla
değerlendirdiğimizde, Abhaz edebiyatı dikkate değer özelliklere
sahiptir. Aydınlar, öğrenciler, bilim adamları, işçiler, köylüler;
toplumun her kesiminden, her yaşta insan ana dili olan Abhazca yazılan
her türlü yayını yakından izlemektedir. Bu söylediklerimizi doğrulayan
bir örnek verelim: Aatzı köyünden, 70 yaşını aşmış T. Aöyzba, Abhaz
ulusal şair ve romancısı Bagrat Şinkuba'nın "Kış elmaları" adlı romanı"
Alaşara" dergisi'de yayınlanmaya başlayınca, hiç aksatmadan okuduğu
gibi yaşıtlarına hararetli bir şekilde yorumluyordu. Yaşıtları ise onu
ilgi ve hayranlıkla izliyorlar hatta ona gizli kıskançlık duyuyorlardı.
Aynı roman kitap haline getirildiğinde, T. Aöyzba tekrar okumuştur.
Bugün bu türden örneklere sık sık rastlamaktayız. Son 12-15 yıldır
anadille yazılan yayınları izlemek gelenek haline gelmiştir. Ayrıca,
dernek gibi kültür kurumlarının toplantıları özellikle anadille
yapılmaktadır. Bu türden edebiyat dernekleri, bugün Abhazya'nın bir çok
köyünde çalışmalarını sürdürmektedir. Örnek verirsek Çılou, Kutol,
Khuap, Aatzı gibi bir çok köy bu edebiyat derneklerine sahiptir.
Yazarlar, köyleri dolaşıp eserlerini bizzat kendileri halka
okumaktadırlar. 1964 yılında, kulanırkhua köyünde, yazarlarla okurların
sohbetine tanık olan Avusturalyalı yazar Alan Marshall şöyle anlatıyor:
"....Ozanlar içki masasının başındaydı. Şiirlerini büyük bir coşku ile
okuyorlardı. Dizelerinde vatanını gönülden sevenlerin anlatımı vardı.
Ve o halk; yaşlısı- genci, kadını -erkeği, her şiirin okunmasından
sonra, şairini alkış yağmuruna tutuyorlardı. Böylesine muhteşem bir
tablo içinde yer almatan büyük mutluluk duyduğumu söylemek isterim..."
Sohum Devlet Tiyatrosunda tanınmış eski yazarların yanında yeni
yazarların eserlerine de yer verilmektedir. Bu yazarlar Ş.Çkedya, N.
Tarpha, Q. Gubliya, A. Gogua, R. Copua, C. Aöhba vb. Devlet
Tiyatrosu'nun repertuarlarını da Abhaz yazarlarından başka, Rus ve
dünya klasiklerinden örnekler de vardır. Abhazya Devlet Tiyatrosu, her
yıl Abhazya'daki yerleşim birimlerini dolaşarak çeşiti oyunlar sergiler.
Abhazya dışında da eserler veren yazarlar az da olsa vardır. Örneğin
Fazıl İskender dünya çapında üne sahip olan bir Abhaz yazardır.
Eserlerini Rusça yazmasına karşın konularını hep Abhazya ve
Abhazyalılardan seçmektedir. Toplumsal olayları hicvetmesiyle
ünlenmiştir. Türkçeye çevrilen eserleri vardır. Bunlardan bazıları
"Sandro Dayı (Cem Yayınevi - çeviren Mehmet Özgül), "Öyküler - (Cem
Yayınevi - Ç ev. Mehmet Özgül) keçi Öküz Yıldızı (Hürriyet Yayınları),
Güneşi Yiyen Keçi (bilgi yayınevi)dir. Türkiye'de de Abhazca yazanlar
vardır. Ancak Türkiye'de yazanlar, geliştirilmiş bir Abhaz Latin
Alfabesi olmadığı için Abhazya'da kullanılan Kiril Alfabesi'ni
kullanmak zorunda kalmışlar. Dolayısıyla bu eserlerin matbu hale gelme
şansı olmamıştır. Yalnızca Ömer Büyüka'nın bir şiir kitabı Abhazya'ya
gönderilerek orada basılabilmiştir. (1991)