|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yüzyıllara göre Divan edebiyatı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
serezo
Yönetici
Yönetici
serezo


Ruh Hali : Yüzyıllara göre Divan edebiyatı Defaul10
Mesaj Sayısı : 952
Rep Puanı : 13393
Teşekkür Aldı : 0
Kayıt tarihi : 29/10/09
Nerden Nerden : Kocaeli/Gebze
İş/Hobiler İş/Hobiler : MEsaj atmak :D
Lakap Lakap : Sezo

Yüzyıllara göre Divan edebiyatı Empty
MesajKonu: Yüzyıllara göre Divan edebiyatı   Yüzyıllara göre Divan edebiyatı EmptySalı Ara. 01, 2009 11:09 pm

13. yy
Hoca Dehhanî
İlk divan şairi olarak kabul edilir.

Din dışı konularda ve lirik şiirler yazmıştır. Aşk en önemli temadır.

Sultan Veled
Mevlevilik tarikatinin kurucusu ve Mevlânâ�nın oğludur.

Şeyyad Hamza
Lirik şiirleriyle tanınır.



14. yy.
Ahmedî
Din dışı ve şiirleri vardır.

Divan şiirinin ilk başarılı şairi kabul edilir.

Eserleri: Cemşid ü Hurşid (mesnevî), İskendername (mesnevî), Divan...

Nesimi
Tasavvufî ve lirik şiirleriyle, özellikle tuyuğlarıyla tanınır. Şiirleri coşkulu ve akıcıdır.

Azerî Türkçesi ile yazmıştır.

Sonraki şairleri de etkilemiştir.

Divanı vardır.

Âşık Paşa
Garipname�si meşhurdur.





15. yy.
Şeyhî
Harname adlı mesnevisi ünlüdür. Mesnevi hiciv türündedir. Hüsrev ü Şirin adlı bir mesnevisi daha vardır.

Bir gazel şairidir.

Asıl mesleği hekimliktir.

Süleyman Çelebi
Mevlid�i ünlüdür.

Necatî Bey
Ahmet Paşa
Ali Şir Nevaî
Çağatay şairidir. Eserlerini Çağatay Türkçesi ile yazmıştır.

Lirik şiirleri vardır.

Çok sayıda eser vermiş önemli bir şairdir. Otuza yakın eseri vardır.

Edebiyatımızdaki ilk şairler tezkiresi olan (biyografi) Mecalisü�n-Nefais ona aittir.

Hamse�si de ünlüdür.

Muhakemetül-lûgateyn adlı eseri ünlüdür. Eserde Türkçe ile Farsçayı
karşılaştırarak Türkçeyi üstün tutmuştur. Eseri, o dönemde Türkçenin
ikinci plâna itilmesine tepki olarak ve yeni yetişen şairlere Türkçenin
de üstün bir şiir dili olduğunu kanıtlamak için yazmıştır.



16. yy.
Bakî (1526-1600)
Divan şiirinin üstatlarındandır.

Kanunî döneminin ihtişamı onun şiirlerine de yansımıştır.

İyi bir medrese eğitimi almıştır.

Çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Kadılık görevlerinde bulunmuştur.

Çok istediği şeyhülislâmlık mertebesine gelememiştir.

Rindane gazel şairidir. Dünya zevkini, hayattan kâm almayı prensip edinmiştir.

Daha çok din dışı konuları işlemiştir. Aşk, tabiat, devrin zenginliği şiirlerinin konularıdır.

Şiirlerinde tasavvufa da yer vermiştir.

Ahenkli bir dili vardır. söyleyişe önem vermiştir.

Söz sanatlarını da başarıyla kullanmıştır.

Sultanuş-şuara unvanını kazanan şair, divan şiirini İran şiiri seviyesine yükseltenlerdendir.

Divanının yanı sıra başka eserleri, nesirleri de vardır.

Kanunî Mersiyesi meşhurdur.

Fuzulî (1495-1556)
Divan edebiyatının en büyük şairi olarak kabul edilir.

O bir gazel şairidir.

Bağdatlıdır. Kerbelâ�da yaşamış, türbedarlık yapmıştır. Hayatı sıkıntılar içinde geçmiştir.

İyi bir eğitim görmüş, Arap ve Fars dillerini öğrenmiştir.

Şiirlerini Âzerî Türkçesi ile yazmıştır.

Tasavvuf ve aşk şiirinin vazgeçilmez konularıdır.

Onun aşkı mecazî aşk değil hakikî aşktır. Mecazî aşkı -tasavvuf anlayışına uygun olarak- hakikî aşka bir köprü
olarak kullanmıştır. Aşk acısından hoşnuttur. Derman istemez. Kavuşmayı
da istemez. Çünkü bilir ki derman ve kavuşma aşkı bitirecektir.

Istırabın yanında rintlik de vardır şiirlerinde.

Fuzulî ilme çok önem verir. İlimsiz şiirin temelsiz duvara benzediğine inanır.

Mesnevi dalında da Leylâ vü Mecnun�u meşhurdur. Leylâ ile Mecnun aşkını
en içli bu eser dile getirmiştir denilebilir. Eser daha sonra yazılan
ve aynı adı taşıyan eserlere örnek ve esin kaynağı olmuştur.

Şikâyetname, onun hiciv türünde yazdığı bir mektuptur. Türk edebiyatında hicve de mektuba da önemli bir örnektir.

Eserleriyle sonraki divan ve bazı halk şairlerine önderlik etmiştir.

Türkçe ve Farsça divanının yanında Leylâ vü Mecnun (mesnevi),
Hadikatüs-süeda, Beng ü Bade, Şikâyetname, Sakîname (Heft Cam),
Tercüme-i Hadis-i Erbain, Rind ü Zahid, Sıhhat ü Maraz, Muamma
Risalesi, Matlaul-itikad, adlı eserleri ve Türkçe mektupları vardır.

Bağdatlı Ruhî
Sosyal aksaklıkları işleyen Terkib-i Bend�i en önemli eseridir.



17. yy.
Nef�î (1575-1633)
Erzurum doğumludur.

İyi bir medrese eğitimi almıştır.

Şiirde sözün gücüne, yani şairaneliğe önem vermiştir. Ona göre söyleyiş ve ses unsuru son derece önemlidir.

Dili oldukça ağırdır. Arapça ve Farsça kelime ve tamlamaları fazlaca kullanmıştır. Fakat dili akıcıdır.

Divan edebiyatının en önemli kaside şairidir. Şöhretini kasideleri ile
sağlamış, şairaneliğini kasideleriyle ortaya koymuş, kendini en
mübalâğalı şekilde kasidelerinde övmüştür.

Ölçü tanımayan bir şairdir. Överken göklere çıkarır, yerdiğinde de adeta yerin dibine geçirir.

En önemli eseri divanıdır. Siham-ı Kaza eserinde hicivlerini toplamıştır.

Nabî
Hikemî şiirin öncüsüdür. Didaktik şiirleriyle ünlüdür. Yaşadığı dönemin
(gerileme dönemi) etkisiyle toplumun aksayan yönlerinden hareketle öğüt
verici şiirler yazmıştır.

Hayrabat ve Hayriye mesnevileriyle divanı vardır.



18. yy.
Nedim (1680-1730)
�Haddeden geçmiş nezaket yâl ü bal olmuş sana

Mey süzülmüş şişeden ruhsar-ı al olmuş sana�

Lâle devri şairidir.

Bir gazel şairidir. Şarkıda da en önemli isim odur.

Devrin zevkini ve eğlencesini şiirlerinde işlemiştir.

Şiirlerinde zevk, safa, çapkınlık (seviyeli), nükte, zarafet, aşk,
şarap, tabiat, neşe ve musikî bir aradadır. Dinî konulara hiç yer
vermemiştir.

Şiirde divan edebiyatının katı kurallarının dışına çıkarak mahallileşme
cereyanını başlatmıştır. Şiire halk ruhunu, deyimlerini, zevkini,
coşkusunu, İstanbul�u ve İstanbul Türkçesini şiirlerine yansıtmıştır.

Dili yalın, açık, ahenkli ve akıcıdır.

Söz sanatlarını da başarıyla kullanmıştır.

En önemli eseri divanıdır.

Şeyh Galip (1757-1799)
Divan edebiyatının son büyük üstadıdır.

Mevlevî şeyhlerindendir.

Dili süslü ve ağırdır.

Şiirlerinde musiki önemlidir.

Sebk-i Hindî tarzının temsilcisidir.

Başlıca eserleri divanı ve sembolik bir aşk hikâyesi olan Hüsn ü Aşk�ıdır.

Hüsn ü Aşk tasavvufî bir eserdir. Devir nazariyesini, Allah aşkını,
tarikat felsefesini bu eserinde işlemiştir. Hüsn-i mutlak olan Allah�ı
ve onun güzelliğini bulma yolundaki âşığın başına gelebilecekleri
anlatmıştır.

III. BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI (19. yy- )


Çağdaş Türk Edebiyatı, Osmanlı Devleti�nin gerilemesinin hızlandığı,
yapılan yeniliklerin başarıya ulaşamadığı, batıya yönelme gereğinin
duyulduğu bir zamanda, yani 1839�da Tanzimat Fermanı�nın ilân
edilmesiyle başlayan medeniyet ve kültür değişikliği ve bu değişikliğin
dayandığı Batılılaşma olgusunun belirlediği bir gelişim sürecinde
değerlendirilebilir.

19. yüzyılda Türk edebiyatı, batılılaşma hareketine bağlı olarak roman,
hikâye, tiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle çağdaş bir çizgiye
girdi.

Türk edebiyatının yönü batı düşüncesinin temel alınması sonucu değişti.
Batıyla ilişkiler, aydınların bir batı dilini öğrenmeleri, batı
edebiyatından yapılan çeviriler, batıdaki fikir akımları ile tanışma
bir kültür ve medeniyet değişimini gündeme getirdi. Sosyal, ekonomik ve
siyasî hayatta meydana gelen değişiklikler edebiyata da yansıdı,
Cumhuriyetin kuruluşuna kadar arayışlar devam etti.



1. Tanzimat Devri Türk Edebiyatı


Tanzimat Fermanı ile beraber edebiyatta da batıya yönelme başlar.

Tanzimat dönemi edebiyatının kesin olmamakla birlikte başlangıç tarihi
olarak 1860 gösterilebilir. Bu tarih, Tercüman-ı Ahval�in yayımlanmaya
başlayış tarihidir.

Bu dönemde batı edebiyatlarından birçok yeni tür ve şekiller alınmış;
önceleri çevirme, sonraları taklit ve telif etmek suretinde bu türlerde
eserler verilmiştir.

Tanzimat Edebiyatının temsilcilerinin amacı batı örneğine göre bir
edebiyat yaratmak ve batı hayatını tanıtmak olduğu için, sanatçıların
hepsi edebiyat türlerinin romandan şiire kadar en az bir kaçı ile
örnekler yazmışlardır. Bu dönemde telif eserler yanında çok sayıda
tercüme ve adapte eser de Türk Edebiyatına dahil edilmiştir.



Bu dönemde yapılan yenilikler ve alınan türler şunlardır.



Gazete
Bir yayın organı olarak 1831�de çıkmaya başlayan Takvim-i Vakayi, resmî bir gazete idi.

Daha sonra yarı resmî olarak 1840�ta İngiliz Churchill tarafından Ceride-i Havadis çıkarıldı.

İlk edebî ve özel gazete ise 1860 yılında Şinasî ve Âgâh Efendiler tarafından çıkarılan Tercüman-ı Ahvaldir.

Daha sonra Şinasî, 1862�de Tasvir-i Efkâr�ı çıkarmaya başlar.

Bunların dışında Muhbir (1866), Hürriyet (1867), Basiret (1869), İbret (1871), Devir (1872), Bedir (1872) gazeteleri çıkar.



Hikâye ve Roman
Türk edebiyatı romanla ilk defa 1859�da karşılaşır. Yusuf Kâmil Paşa Fenolen�in Telemak (Telemaque) adlı romanını tercüme eder.

İlk yerli roman Şemsettin Sami�nin Taşşuk-ı Talât ve Fıtnat (1872)�ıdır.

İlk hikâye Ahmet Mithat Efendi�nin Letaif-i Rivayet�idir.



Tiyatro
İlk tiyatro Şinasi�nin Şair Evlenmesi adlı, iki perdelik, komedi
türündeki eseridir. Eserde görücü usulü ile yapılan evliliklere
gönderme yapılır.



Şiir
Tanzimat döneminde en önemli yenilik şiirde görülür.

Şekil olarak divan şiirine bağlı kalınmış, fakat konu bakımından hem
eski terk edilmiş hem de oldukça yeni ve çeşitli konular işlenmiştir.

Aruz ölçüsünün yanında az da olsa hece kullanılmıştır.

Gazel, kaside, terkib-i bent gibi şekiller kullanılarak hak. Adaler, kanun, medeniyet, eşitlik hürriyet kavramları işlenmiştir.



Tanzimat yazar ve şairleri hem yaşadıkları dönem hem de -daha önemlisi-
edebiyata bakış açıları ve işledikleri konular bakımından iki gruba
ayrılır:



a. Birinci Dönem (1860-1876 arası)


1860-1876 yılları arasında Tanzimat edebiyatının birinci dönem
temsilcileri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi,
Şemsettin Sami ve Ahmet Vefik Paşa'dır.

Bu dönemde sanat toplum içindir görüşü benimsenmiştir.

Bu sebeple şiirde söyleyişe değil fikre önem verilmiştir.

Dilde sadeleşme fikri savunulmuş ama uygulanamamıştır.

Hece vezni ve halk edebiyatı da savunulmuş ama sözde kalmıştır.

Divan edebiyatına tümden karşı çıkılmış ve ağır bir dille eleştirilmiştir.

Fransız edebiyatı örnek alınarak romantizmden etkilenilmiştir.

Roman, tiyatro, makale gibi batıdan alınan türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.

Noktalama işaretleri de ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.

Kölelik ve cariyelik, romanlarda sıkça işlenmiştir.

Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır. Yer yer olayların akışı
kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir, uzun uzun tasvirler yapılmış,
tesadüflere sıkça yer verilmiştir.

Edebiyatçılar edebiyatın yanında devlet işleriyle, siyasetle de bilfiil ilgilenmişlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yüzyıllara göre Divan edebiyatı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tum Divan Edebiyati Ozellikleri
» Divan Edebiyatı hakkında herşey
» Dİvan Edebİyati Nazim Şekİllerİ
» Divan Edebiyatında Düzyazı
» Divan Şiiri Nazım Biçimleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|Refleks|-Oyun,Tasarım,Film,Program,Tek link,İndir :: Eğitim E-Book :: Türkçe - Edebiyat-
Buraya geçin: